grown

  1. Adjective büyümüş, gelişmiş, yetişmiş, yetişkin.
    a grown boy.
  2. Adjective olgunlaşmış, olgun, kemale ermiş, kâmil.
    A grown man like you shouldn't act like that.
  3. Adjective (bkz: grow )
    (s.f.).
  4. Adjective (bitki vb. ile) örtülü, kaplı.
    Tower grown over with ivy: Sarmaşık kaplı kule.
örtülmek, kaplanmak.
The lawn was grown with weeds.
büyük
gelişmiş
büyümüş
kendi bahçesinde yetiştirilmiş
gömülü
büyümüş
adam olmak Verb
doğma büyüme
bir şeye alışık olmak Verb
ceketi küçülmek Verb
gözünde büyümek Verb
memleket dışında yetiştirilen meyve