henüz

English Turkish Phrases

naked option opsiyon satıcısının henüz sahip olmadığı
hisse senetlerini satın alma opsiyonu
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. but
  2. Adverb only
  3. Adverb recently
  4. Adverb newly
  5. Adverb barely
  6. Adverb scarcely
  7. as yet
  8. freshly
  9. just
  10. ever
  11. now
  12. a minute ago or so
  13. only just
  14. (in negative sentences) yet
  15. yet
  16. as early as
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

henüz ambalajlanmamış sıra malı
open bulk
henüz banyo yapılmamış film
film stock
henüz baş göstermemiş olan
dormant disease
henüz bazı şüpheler beslemek
to have some doubts left Verb
henüz belirsiz nedenlere dayanan
contingent
henüz çözülmemiş dil
sealed language
henüz dağıtılmamış posta
undelivered mail
henüz değer biçilmemiş ipotek
open- end mortgage
henüz develope edilmemiş film
film stock Noun, Photography
henüz doğmamış çocuk
unborn child
henüz doğmamış çocuk
existing person
henüz dünyaya gelmemiş
unborn
henüz el atılmamış kaynaklar
untapped resources Noun
henüz elde olmayan malı ilerde teslim etmek üzere satmak
to sell short Verb
henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak
to sell short Verb
henüz ele geçmiş olan
hot bill
henüz evlenmemiş
unwed
henüz gelişmekte olan sanayi
embryo industry
henüz gelişmekte olan sanayi
industry still in its infancy
henüz gelişmekte olan sanayi I
embryo industry
henüz gelişmemiş böcek
nymph
henüz gelmemiş cevap
missing reply
henüz gelmemiş olmak
to be yet to come Verb
henüz gelmiş olmak
to be in Verb, Transport
henüz gerçekleştirilememiş kâr
paper pims
henüz gerçekleştirilmemiş kâr
paper profit
henüz gerçekleştirilmemiş vasiyet
executory devise
henüz gümrük vergisi alınmamış mallar
unentered goods Noun
henüz gümrüklenmemiş mallar
unentered goods Noun
henüz haberdar değil
not yet up to the ropes
henüz hak edilmediği halde elde edilmiş iskonto
unearned discount
henüz hak edilmemiş prim
unearned premium
henüz hak kazanılmamış
unvested Adjective
henüz halka açıklamaya hazır değil
in the pipeline
henüz hayati tehlikeyi atlatmamış olmak
not be out of the woods (yet) Verb, Idioms
henüz hesaba geçirilmemiş kalemler
effects not cleared Noun
henüz icra mevkiine konmamış hüküm
unsatisfied judgment
henüz ifa veya infaz edilmemiş olan
executory
henüz ihraç edilmemiş tahvilat
unissued debentures
henüz inşaat halinde olmak
to be still under construction Verb
henüz işgal edilmemiş bulunmak
to remain to be filled Verb
henüz işgal edilmemiş olmak
to be still open Verb
henüz işlenmemiş
untapped
henüz işlenmemiş piyasa
untapped usm
henüz kapatılmamış zarar ziyan karşılığı
provision for outstanding losses
henüz karara bağlanamamış suçlamalar
pending charges Noun
henüz karara bağlanmamış
unadjudged
henüz karara bağlanmamış
sub judice Adjective, Law
henüz kararlaştırılmamış sigorta talebi
open claim Insurance
henüz kefeni yırtmamış olmak
not be out of the woods (yet) Verb, Idioms
henüz kesinleşmemiş
not yet settled
henüz kesinleşmemiş bir mahkeme kararına ilişkin rehin hakkı
inchoate lien
henüz muamele görmemiş
outstanding correspondence
henüz müzakere edilmekte olmak
to be still under discussion Verb
henüz ödeme zamanı gelmemiş resim
undue fee
henüz ödenmemiş
undischarged
henüz ödenmemiş
customer's liability
henüz ödenmemiş borçlar
outstanding liabilities Noun
henüz ödenmemiş faiz
outstanding interest
henüz ödenmemiş kâr payı
pending dividend
henüz ödenmemiş olmasına rağmen
holder for value of a bill
henüz ödenmemiş para
outstanding payment
henüz ödenmemiş senetler
outstanding bonds Noun
henüz ödenmemiş sermaye
unpaid capital
henüz ödenmemiş vergi borcu
accrual tax
henüz okunmamış kitap
untasted book
henüz olgunlaşmamış
nascent
henüz oluş aşamasındaki planlar
plans in embryo Noun
henüz paraya çevirilmemiş çek
outstanding cheque
henüz paraya çevrilmemiş çek
outstanding cheque
henüz plase edilmemiş menkul değerler
undigested securities Noun
henüz sağ olanların anısında
within living memory
henüz sahip olmadığı
short sales
henüz süresi sona ermemiş patent hakkı
unexpired patent
henüz süt emen domuz yavrusu
sucking pig
henüz tahakkuk etmemiş
unaccrued
henüz tahsil edilmemiş gelir
accrued revenue
henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrual income
henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrual revenue
henüz tahsil edilmemiş kâr payları
dividends not yet collected Noun
henüz tahsis edilmemiş bütçe
unallotted appropriation
henüz tahsis edilmemiş hükümet bütçesi
unencumbered allotment
henüz tamamlanmamış bir işlem
open trade
henüz tamamlanmamış haciz
uncompleted execution
henüz tasfiye edilmemiş hasar karşılığı
(ins) claim expense
henüz teslim edilmemiş borç senedi
unissued bonds
henüz teslime hazır olmamak
to be not yet available for delivery Verb
henüz tesviye edilmemiş hasar karşılığı
claim expense Insurance
henüz tevarüs edilmemiş miras
estate in abeyance
henüz üretim aşamasında olmak
to be in the making Verb
henüz vadesi dolmamış yıllar
years to run Noun, Insurance
henüz vadesi gelmemiş
immature
henüz vergisi kesilmemiş
less tax
henüz verilmemiş imtiyaz
open charter
henüz vuku bulmamış hasar
unaccrued damage
henüz yatırılmamış meblağlar
uncommitted amount
henüz yatırılmamış tasarruf sermayesi
fluid savings
henüz yatırılmamış tasarruf sermayesi
fluid saving
henüz yerine getirilmemiş yükümlülükler
outstanding obligations Noun
henüz yerleşilmemiş
unsettled
henüz yürürlüğe konmamış
pending appeal
henüz yürürlükte
unrescinded
henüz yürürlükte
unrevoked
henüz zamanaşımı ına uğramamış
not forfeited by prescription
henüz zamanaşımına uğramamış
not forfeited by prescription
(bilanço US) vadesi henüz gelmemiş borçlar
accrued liabilities Noun
(bilanço) vadesi henüz gelmemiş borçlar
(balance sheet) accrued liabilities Noun
(borcu) henüz ödememiş bulunmak
to be owing Verb
(devlet muhasebesi) henüz kullanılmamış
unapplied cash
(kanun) henüz yürürlükte
unrepeated
(Lat .) davanın henüz bir karara bağlanmadığı sırada
lite pendente
(parlamento , Br) henüz sonuçlandırılmamış kanun tasarısı
remanet
... için henüz çok erken.
It is premature to ....
ancak henüz ödenmemiş giderlerden doğan borç
accrued expenses
ancak henüz ödenmemiş giderlerden doğan borç
accrual expense
ancak henüz tahsil edilmemiş gelirlerden doğan alacak
accrued income
ancak piyasaya henüz çıkarılmamış
authorized bonds
başlangıçtaki henüz tam oluşmamış durum
inchoate state
bir istikrazın henüz çekilmemiş kısmı
undrawn portion of a loan
bir kısmı karşılanmış bir kısmı henüz karşılanmamış siparişler
orders completed and still in work Noun
bir satıcının henüz sahip olmadığı
selling short
Br henüz tahsil edilmemiş çek
outstanding check (cheque ,)
bütün kayıt ve şartları henüz tamamlanmamış sözleşme
open contract
dağıtılacağı açıklanmış ancak henüz ödenmemiş kâr payları
deferred dividends Noun
duruşması henüz yapılmamış mahpus
prisoner awaiting trial
fakat henüz ödenmemiş kâr payı
accrued dividend
güzelliği ve değeri henüz anlaşılmamış kız
cinderella
içinden henüz vergi düşürülmemiş kâr
pretax pims
işinde henüz acemi olmak
to be still green at one's job Verb
karısı henüz hayatta iken
curtesy initiate
mahkeme tarafından henüz tayin edilmemiş masraflar
untaxable costs Noun
mahkemede henüz karara bağlanmamış
pending in court
mesleğini henüz bırakmamış olmak
to be in mid career Verb
müşterilerden alınmış olup alacaklılara henüz ödenmemiş para
float
okula henüz gitmeyen çocuk
preschool child
para sıkıntısını henüz atlatmamış olmak
to be still under the weather Verb
seçilmiş ama henüz görevi devralmamış başkan
president elect
şirketin henüz piyasaya çıkartmamış olduğu hisse senetleri
unissued stock Noun
tahakkuk etmiş , henüz ödenmemiş vergi borcu
accrual tax
tahsis yeri henüz belirlenmemiş
unappropriated pims
vadesi henüz gelmemiş
not yet due
vadesi henüz gelmemiş aktif faizler
(US) receivables Noun
vadesi henüz gelmemiş aktif faizler
interest receivable
vadesi henüz gelmemiş alacaklar
deferred accounts receivable Noun
vadesi henüz gelmemiş borç
future debt
vadesi henüz gelmemiş senet
unexpired bill
vadesi henüz gelmemiş tahviller
outstanding securities Noun
vadesi henüz tamamlanmamış
unexpired term
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Daha şimdi, yeni
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.