Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
illuminate
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
aydınlatmak, aydınlanmak, tenvir/tenevvür etmek.
The room was illuminated by four lamps. Poorly illuminated streets.
ışıklandırmak, ışık vermek/saçmak.
ışıklarla/kandillerle donatmak/donanmak.
The streets were illuminated for the celebration.
(bilgi vererek) aydınlatmak, tenvir etmek, açıklamak, açık/anlaşılır hale getirmek, anlatmak, izah etmek.
illuminate a difficult passage in a book.
nurlandırmak, güzellik vermek, (bilgi/ışık/medeniyet vb.) saçmak/yaymak.
A smile illuminated her face.
His leadership illuminated the epoch.
fikrini açmak, uyandırmak, fikirlerini geliştirmek.
(kitabı/yazıyı renkli resimlerle ve harflerle) süslemek, tezhip etmek.
an illuminated manuscript.
ışıklı, aydınlık, aydınlanmış.
bilgili/aydın/münevver (kimse).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
illuminating fire
aydınlatma atışı
Noun, Military
illuminate a difficult passage in a book
bir kitaptaki zor bir ibareyi açıklamak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.