invest

  1. Verb harcamak, sarfetmek.
    to invest large sums in clothing.
  2. Verb (zaman/güç/emek/gayret vb.) sarfetmek, hasretmek, tahsis etmek.
    I invested a lot of time and effort
    in this plan, and I don't want it to fail.
  3. Verb (yetki/salâhiyet/güç vb.) vermek, (rütbe vb.) tevcih etmek.
    The military governor has been invested
    with full authority. He invested his lawyer with complete power to act for him.
  4. Verb (nitelik/özellik) vermek, teçhiz/temin etmek.
    to invest one's gesture with elegance.
  5. Verb tezahür etmek, taşmak, gözükmek, göze çarpmak, nebean etmek.
    Goodness invests his every action.
  6. Verb rütbe/nişan vb. vermek.
  7. Verb makama/mevkie/tahta geçirmek/oturtmak, memuriyete yerleştirmek.
    A king is invested by crowning him.
  8. Verb giydirmek.
    The designer invested the performers with sumptuous costumes.
  9. Verb sarkmak, kuşatmak, (kumaş/elbise vb. ile) örtmek/süslemek/donatmak/kaplamak.
    Spring invests trees
    with leaves. Darkness invests the earth by night.
  10. Verb (askerî kuvvetlerle) sarmak/kuşatmak, muhasara etmek.
    The enemy invested the city and cut it off from our army.
dolaylı yatırım Noun, Civil Law
bir şeyi kendi kazanmak Verb
servetini ömür boyu gelire yatırmak Verb
parasını bir teşebbüse yatırmak Verb
bir teşebbüse para yatırmak Verb
parasını bir girişime yatırmak Verb
parasını emlaka yatırmak Verb
parasını emlake yatırmak Verb
parasını güvenli hisse senetlerine yatırmak Verb
parasını güvenli hisse senet dilerine yatırmak Verb
parasını menkul kıymetlere yatırmak Verb
parasını menkul değerlere yatırmak Verb
parasını tahvillere yatırmak Verb
parasını hisse senetlerine yatırmak Verb
parasını iyi bir şeye yatırmak Verb
tasarrufunu bir işe yatırmak Verb
tasarruflarını bir ticaret işine yatırmak Verb
ortalama yatırım eğilimi
yatırım yapmaya hazır olmak Verb
yatırım yapmaya teşvik
yatırım eğilimi
marjinal yatırım eğilimi
yatırım yapma eğilimi
yatırıma hazır olma
kısa vadeli para yatırmak Verb
faizle işletmek Verb
1000 sterlini hükümet tahvillerine yatırmak Verb
varlığının % 5'ini menkul değere yatırmak Verb
bir konuyu ilginç yapmak Verb
yüzde altı faiz üzerinden para yatırmak Verb
bir meblağı yüzde 6 üzerinden faize yatırmak Verb
bir meblağı % 60 üzerinden faize yatırmak Verb
bir şehri sımsıkı kuşatmak Verb
kârlı yatırım yapmak Verb
parasını kısa vadeli yatırmak Verb
sermaye yatırmak Verb
sermayeyi kârlı işe yatırmak Verb
(bir işe) para yatırmak Verb
bir tasarıya para yatırmak Verb
yatırmak, yatırım yapmak.
I invested $1,000 in stocks/saving bonds. He invested his money in stocks, bonds and land.
yeni mobilyalar satın almak Verb
parasını eve yatırmak Verb
emlake para yatırmak Verb
devlet tahviline para yatırmak Verb
parayı faize yatırmak Verb
parasını bir işe yatırmak Verb
(Br) devlet tahvillerine yatırım yapmak Verb
parasını sadece kısa vadeli kazançlara yatırmak Verb
parasını sadece kısa vadeli kazançlara yatırmak Verb
parasını tercihan menkul değerlere yatırmak Verb
parasını sağlam bir işe yatırmak Verb
birine bir makam vermek Verb
birine bir mevki tevdi etmek Verb
birine tam yetki vermek Verb
bir bankanın yönetimini birine vermek Verb
bir bankanın yönetimini birine tevdi etmek Verb
durumu daha da korkunç yapmak Verb
bir imtiyaz bahşetmek Verb
birine yetki vermek Verb
...'i nemalandırmak Verb, Banking