kicker

English-Turkish Translation

  1. Noun vuran/tekmeleyen/tekme atan (kimse/şey).
  2. Noun (a) yararlı/çıkarlı/kârlı nokta/durum (genellikle göze çarpmayan veya gizli olan), (b) püf noktası, bir
    işin gizli/göze çarpmayan önemli ayrıntısı.
    The contract seemed generous; the kicker was that we would get no money until all the work was finished. (c) (olaylarda) ânî/şaşırtıcı değişiklik.
  3. Noun (poker) eşini çekmek ümidiyle diğer iki kartla beraber tutulan kart.
  4. Noun, Maritime Traffic (a) küçük takma motor, (b) yelkenlinin yedek motoru.
  5. Noun
    teaser ile ayni anlama gelir. başlık üzerinde dikkati çekecek şekilde konulan kısa ve ince yazı.
  6. Noun
    equity kicker ile ayni anlama gelir. ipotek karşılığı borç para verenin normal faizden başka kârdan istediği hisse/prim.
  7. Noun şikâyetçi, yakınan kimse.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

equity kicker
kicker ile ayni anlama gelir. ipotek karşılığı borç para verenin normal faizden başka kârdan istediği hisse/prim.
reverse kicker
bir manşetin üzerindeki manşetten daha kalın puntolu bir sözcük ya da cümle
English-Turkish phrases from Zargan's own database