leak

  1. (sıvı/gaz vb. sızdıran) çatlak, yarık, delik, yırtık.
    a leak in the garden hose. a leak in a blackout
    curtain. a leak in a boat. Water poured in through a leak in the ship's hull.
  2. sızıntı, sızma.
    water/gas leak. The leak was so slow we barely noticed it.
    spring a leak:
    sızıntı peyda etmek.
    stop a leak: sızıntıyı kesmek/önlemek, (su vb.) sızdıran deliği tıkamak.
  3. Electronics kaçak: yetersiz/kusurlu yalıtımdan ilerigelen akım kaybı, iletim hattında böyle bir kaybın bulunduğu nokta.
  4. (haber/sır) sızma, sırrın gizlice dışarıya verilmesi.
    a news leak. budget/security leak. a leak in the defence system.
  5. işeme, çiş yapma.
    take a leak: işemek, çiş yapmak, su dökmek.
  6. (sıvı) sız(dır)mak, ak(ıt)mak.
    The rain is leaking in. The ship was leaking badly. The car leaks oil.
    The roof leaks. The water is leaking through the roof.
  7. (gaz, hava vb.) kaç(ır)mak.
    That pipe leaks gas.
  8. leak out: (sır vb.) dışarı sız(dır)mak, açıkla(n)mak, ifşa etmek/olunmak, (gizlice etrafa) yay(ıl)mak, duyurmak, duyulmak.
kaçak yapmak Verb
sızdırmak Verb
sızdırmak Verb
gaz sızıntısı Noun
gaz kaçağı Noun
ıskara kaçağı/kaçak direnci: elektron tüpünün ıskarasında biriken fazla elektronları katoda iletmek için
ıskara-katot arasına bağlanan direnç.
haber sızması
gazetenin haber sızdırması
gizlilikte sızma
(gemi) su almaya başlamak.
The boat sprang a leak.
bilgi sızması
sızıntı yapmak Verb
haber , sır sızmak Verb
kaçmak Verb
açığa vurmak Verb
macunlama
basına sızdırmak Verb
su sızdırmak Verb
sızmak Verb
borudaki bir deliği tıkamak Verb