lemon

  1. Noun, Plant Species limon
  2. limon.
  3. Botany limon ağacı
    (Citrus Limon).
    sweet lemon: tatlı limon
    (Citrus Pergamia).
  4. limon rengi, açık sarı.
  5. âdi/değersiz kimse/şey.
    The last car I bought was a lemon : Son aldığım araba beş para etmez.

    The answer's a lemon: Şüpheli bir meseledir.
  6. limonata.
  7. limonlu, limonî, limon tadında/renginde/kokusunda, limondan yapılmış.
acı limonata: limon suyu ve karbonatlı kininli su ile yapılarak cin, votka gibi keskin içkilere karıştırılan bir tür limonata. Noun
(a)
zool. kızıl dil (balığı)
(Pleuronectes microcephalus), (b)
Brit.- argo aptal kız.
melisa, oğul otu
(Melissa officinalis) balm.
(a) limonlu tereyağı, limon rayihasında tereyağı, (b) limon suyu, erimiş tereyağı ve baharatla yapılmış balık sosu.
(a) limonlu tereyağı, limon rayihasında tereyağı, (b) limon suyu, erimiş tereyağı ve baharatla yapılmış balık sosu.
açık limon Adjective
limon şekeri.
limon sardunyası
(Pelargonium Limoneum): yaprakları limon kokar.
limon suyu Food-Kitchen
tüketiciyi koruma kanunu Noun, Law
limon kabuğu.
limonlu pelte, limonlu puding.
limon sıkacağı Noun, Food-Kitchen
limonata, limonlu gazoz.
limonata Noun, Food-Kitchen
limon sıkacağı.
limon sıkacağı Noun, Food-Kitchen
limon-funda
(Aloysia triphylla): Şilide yetişir. Beyaz çiçekli, yaprakları limon kokan funda.
açık sarı, limon sarısı.
limon kabuğu Noun, Food-Kitchen