Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
lug
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
sürüklemek, sürükleyerek götürmek, güçlükle taşımak.
to lug a suitcase upstairs. to lug a handcart along.
(yelkenli) fazla yelken taşımak.
çekmek, yedekte götürmek.
(lâfı/sözü zorla) sokuşturmak, araya sokmak/karıştırmak.
lug his name into the talk.
sarsıla sarsıla/güçlükle gitmek.
The car lugs on hills.
çekme, sürükleme.
Noun
kulp, sap, tutamak.
the lug of a kettle.
Noun
araba okunun içinden geçtiği meşin halka.
Noun
(a) hantal, beceriksiz, kaba adam, (b) herif, adam.
Noun
kulak.
Noun, Electronics
pabuç, çarık.
Noun
(bkz:
lugsail
).
Noun
(bkz:
lugworm
)
Noun
dörtköşe yelken.
Noun
kum kurdu
(Arenicola)
: kuma gömülen halkalı deniz kurdu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
lug angle
bağlantı köşebendi
lug nut
(iri) cıvata somunu.
Noun
lug wrench
somun anahtarı.
Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.