moot

  1. Verb ortadan kaldırmak
  2. Adjective önemsiz
  3. Adjective tartışmaya açık
  4. Adjective ehemmiyetsiz
  5. Adjective pratik bir önemi olmayan
  6. Adjective pratikte bir önemi olmayan
  7. şüpheli, tartışmalı, münazaalı, münakaşalı, ihtilâflı, münakaşa götürür.
    a moot point/ question:
    ihtilâflı nokta/mesele.
    moot case: ihtilâflı dava, tartışma konusu olan dava.
  8. uygulamasız, pratik önemi olmayan, sırf akademik.
  9. kuramsal, varsayımsal, farazî, nazarî.
  10. tartışmak, münakaşa/müzakere etmek.
    The new tax law is being mooted at the parliament.
  11. tartışmaya sunmak, müzakereye arzetmek.
  12. (bir sorunun) pratik önemini azaltmak/kaldırmak.
  13. yönetim kurulu, kurul, meclis.
  14. (bazı İngiliz kasabalarında) belediye.
  15. (hukukî bir konu üzerinde) tartışma, münakaşa, munazaa.
konusu kalmamak Verb, Law
konusuz kalmak Verb, Law
varsayımsal vaka
farazi hukuki mesele
kuramsal mahkeme: hukuk öğrencilerinin tüzel konuları tartışması için farazî davaları görüşen mahkeme.
su götürür mesele
kuramsal hukuk problemi
adli mesele
su götürür bir mesele
tartışmalı konu