obligation

  1. Noun müdana
  2. Noun, Civil Law borç
  3. Noun mükellefiyet
  4. Noun zorunluk, zor, mecburiyet.
    I am under no obligation to … : … zorunda değilim, …'e mecbur değilim.
  5. Noun yükümlülük, mükellefiyet, sorum(luluk).
    be/place under an obligation (to): yükümlü olmak/kılmak.
  6. Noun ödev, vecibe, görev, farz.
    to fulfill one's obligations: görevini yapmak/ifa etmek.
    a person's
    obligation to his family: bir kimsenin ailesine karşı görevleri.
  7. Noun yüküm, taahhüt.
    meet one' obligation: taahhütlerini yerine getirmek, borçlarını ödemek.
    The
    firm was not able to meet its obligation: Firma taahhüdünü yerine getiremedi.
  8. Noun borç, senet.
  9. Noun minnet borcu, minnettarlık.
    She felt her obligation to these kind friends very deeply.
  10. Noun iyilik, lûtuf.
borcun nakli Noun, Civil Law
borçlar kanunu Noun, Civil Law
Çocuklara Karşı Nafaka Mükellefiyetine Dair Kararların Tanınması ve Tenfizine Dair Sözleşme Noun, International Law
Nafaka Mükellefiyetine Uygulanacak Hukuka Dair Sözleşme Noun, International Law
Çocuklara Karşı Nafaka Mükellefiyetine Uygulanacak Hukuka Dair Sözleşme Noun, International Law
Nafaka Mükellefiyetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizine Dair Sözleşme Noun, International Law
nafaka yükümlülüğünden kaçmak Verb
geçim yükümlülüğünden kaçmak Verb
cins borcu Noun, Law
parça borcu Noun, Law
Evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri (NACE kodu: 53.1) Noun, Trades-Professions
Evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetleri (NACE kodu: 53.10) Noun, Trades-Professions
fariza Noun, Religion-Faith
parça borcu Noun, Law
taahhüdün şartsız yerine getirilmesini öngören yükümlülük
mutlak yükümlülük
ikinci derece borç
defter tutma mecburiyeti
defter tutma yükümlülüğü
borç, sorumluluk ya da bağdan kurtulma Noun
seçimlik borç
temel yükümlülük
istikraz tahvili
tahvil borçu
tahvil borcu
iş yükümlülüğü
bir yükümlülüğü kaldırmak Verb
bir borçu iptal etmek Verb
bir yükümlülüğün kaldırılması
nakdi borç
melkoz mükellefiyet
hukuken bağlayıcı ve mahkeme marifetiyle riayeti sağlanabilen borç ve başka yükümlülükler
dava edilebilir borç
hukuki bağlayıcılığa sahip olan mükellefiyet
hukuken bağlayıcı ve mahkeme aracılığıyla riayeti sağlanabilen borç vesair yükümlülükler
ilave edilebilir borç
hukuki bağlayıcılığa sahip olan vecibe
şartlı borç
şarta bağlı yükümlülük
infisahi veya taliki şarta bağlanan yükümlülük
şartlı yükümlülükler
infisahi veya taliki şarta bağlı vecibe
başka olaylara bağlı bir yükümlülük
vadesi dolduğu halde aynı koşullarla yürürlükte kalan borç
sürekli yükümlülük
sözleşme vecibesi Noun
sözleşme yükümlülüğü
akitten doğan borç
sözleşme borcu
sözleşmeden doğan yükümlülük
akdî yükümlülük Noun, Law
akdi yükümlülük
akitten doğan borç
kanuni tatil günü
teslim yükümlülüğü
konusu belirli bir şey olan borç
konusu belirli bir şey olan borç
doğrudan doğruya yükümlülük
bölünebilir borç
bir yükümlülükten kaçmak Verb
adalet gereği yükümlülük
ahlaki sorumluluk Noun, Philosophy
ahlaki görev Noun, Philosophy
ahlaki yükümlülük Noun, Philosophy
ahlaki vazife Noun, Philosophy
etik sorumluluk Noun, Philosophy
etik yükümlülük Noun, Philosophy
açık yükümlülük
bir borcu ödemek Verb
ahlaki bir yükümlülük duymak Verb
mali yükümlülük
mali yükümlülük Noun, Accounting
fon yükümlülüğü
genel yükümlülük
garanti yükümlülüğü
mirasla gelen borç yükümlülüğü
mirasla geçen borç yükümlülüğü
ahlaki yükümlülük
eksik borç (dava hakkı vermeyen ahlaki ve manevi borçlar
dava edilmeyecek borç
dava edilemeyecek borç
eksik borç
ahlaki borç
bir yükümlülüğü yerine getirmek Verb
zımni vecibe
zımni yükümlülük
girilen borç
nevi ile tayin olunan borç (ismen ve aynen tayin edilmiş olmayıp , misli olarak tayin olunan borç
bölünemez yükümlülük
bir yükümlülüğü yerine getirmemek Verb
uluslararası yükümlülük Noun, International Law
müşterek müteselsil yükümlülük
ortak sorumluluk
müşterek borç
yasal yükümlülük Noun, Law
kanuni yükümlülük Noun, Law
hukuki yükümlülük Noun, Law
hukuksal yükümlülük Noun, Law
yasal zorunluluk Noun, Law
kanuni zorunluluk Noun, Law
hukuki zorunluluk Noun, Law
hukuksal zorunluluk Noun, Law
hukuki vecibe Noun, Law
yasal vecibe Noun, Law
bir yükümlülük altında olmak Verb
asıl borç
bakım zorunluğu
dava edilmeyecek borç
dava edilemeyecek borç
doğal borç
etik sorumluluk Noun, Philosophy
etik yükümlülük Noun, Philosophy
ahlaki görev Noun, Philosophy
ahlaki yükümlülük Noun, Philosophy
ahlaki sorumluluk Noun, Philosophy
ahlaki vazife Noun, Philosophy
ipotek borçu
ipotek borcu
tabii borç
ahlaken mevcut olmakla birlikte dava ile sağlanamayan borç
mecburiyet yoktur
bildirim yükümlülüğü Noun
yükümlülük
kaçınılması mümkün olmayan
zor gerçekleştirilen yükümlülük
zamanaşımına uğramış alacak
bir yükümlülüğü reddetmek Verb
kısmi borç yükümlülüğü
parasal yükümlülük
cezai şartlı borç
ceza yükümlülüğü
tam borç
kanunen icra mevkiine konabilecek yürürlülük
dava edilebilir borç
kişisel yükümlülük
şahsi borç
sözleşmede öngörülen en önemli yükümlülük
baş yükümlülük
önceki yükümlülük
mesleki yükümlülük
gelecekteki yükümlülük
şartsız yükümlülük
ayni sorumluluk
ayni borç
bir yükümlülükten muaf tutma
mali borçlardan kaçınmak Verb
ikinci derecede borç
bir yükümlülüğün yerine getirilememesi durumunda onun yerine ifa olunacak olan borç
münferit borç
kısa vadeli (bilanço) cari borçlar
kısa vadeli borç
kısa vadeli (bilanço) cari borçlar
adi borç
şartsız borç
müteselsil borç
müteselsil borç
nevi borcu
yasal yükümlülük Noun, Law
kanuni yükümlülük Noun, Law
hukuki yükümlülük Noun, Law
hukuksal yükümlülük Noun, Law
yasal zorunluluk Noun, Law
kanuni zorunluluk Noun, Law
hukuki zorunluluk Noun, Law
hukuksal zorunluluk Noun, Law
hukuki vecibe Noun, Law
yasal vecibe Noun, Law
vergi yükümlülüğü
vergi mükellefiyeti
hazine tahvili
tek taraflı yükümlülük
mecburiyet olmadan
ipotek borçlusunun kabul ettiği esas ipotek tutarından daha yüksek meblağlı senet
kefalet yükümlülüğü
akit yapma zorunluğu
açıklama zorunluğu
ödeme yükümlülüğü
(US) nafaka verme yükümlülüğü
icra zorunluğu
tescil yükümlülüğü
tamir etme yükümlülüğü
geri ödeme yükümlülüğü