odds

  1. Noun olasılık, ihtimal, bir şeyin vukuu ihtimali.
    The odds are that it will rain today: Bugün yağmur yağması muhtemeldir.
  2. Noun olasılık/ihtimal oranı.
    The odds are two-to-one that it won't rain today.
  3. Noun (a) bir bahiste kazanma/kaybetme oranı.
    The odds are 10 to 1 that her horse will not win the race.
    (b) şans, talih.
    odds are against him: talihi yüzüne gülmüyor, şansı yaver değil. (c) talihsizlik.
    He overcame the odds: Talihsizliğini yendi.
  4. Noun zayıf tarafa verilen üstünlük/ek sayı.
  5. Noun üstünlük, avantaj, iki yarışmacıdan birini ötekinden üstün yapan nitelik, iyi talih.
    The odds are
    with me: Üstünlük bendedir.
  6. Noun fark, önem.
    It makes no odds: Farketmez, önemi yok.
    What's the odds: Ne önemi var?
    It
    makes no odds when he goes.
    He won the election by considerable odds: Seçimi önemli farkla kazandı.
araları açık, anlaşmazlık/ihtilâf halinde, kavgalı.
The two boys had been at odds for months.

He is at odds with X: X ile araları açıktır.
her bakımdan, hiç şüphesiz/kuşkusuz, hiç şüphe yok ki, itiraz götürmez şekilde.
The film was by all
odds the best of the year.
her bakımdan, hiç şüphesiz/kuşkusuz, hiç şüphe yok ki, itiraz götürmez şekilde.
The film was by all
odds the best of the year.
her bakımdan, hiç şüphesiz/kuşkusuz, hiç şüphe yok ki, itiraz götürmez şekilde.
The film was by all
odds the best of the year.
eşit şans
büyük handikapa karşı mücadele etmek Verb
(spor) birine avans vermek Verb
kendi lehine olan bir bahse girişmek Verb
büyük farklı, çok aleyhte olan ihtimal (örneğin 100'de 1).
önemsiz
bahsi azaltmak Verb
kışkırtmak Verb
çatıştırmak Verb
az farklı olan ihtimal (2'ye 1 gibi).
başkasının lehine olan bahse girmek Verb
sonucu lehine olan/gözüken bir bahse girişmek.
lay (someone) odds (of): birine avantaj sağlamak, üstünlüğü birine bırakmak.
sonucu başkasının lehine gözüken bir bahse girmek.
ufak tefek şeyler.
kırıntı, döküntü, artık, kalıntı, hurda, ufak tefek şeyler, bölük pürçük, kıvır zıvır.
odds and ends of food: yemek artığı. Noun
müteferrik işler.
odds and sods Noun
araları açık
ile kavgalı
biriyle arası açık olmak Verb