olmaz

Turkish-English Translation

  1. impossible
  2. it won't work
  3. no ! it's not possible
  4. it can't be done
  5. not on your nelly
  6. no dice
  7. non possumus
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

adam olmaz
incorrigible
adam olmaz
hopeless
ateş olmayan yerde duman olmaz
to smoke without fire
elçiye zeval olmaz
an envoy cannot be blamed for his mission
iflah olmaz
(situation) hopeless
iflah olmaz
(person) incorrigible
iflah olmaz
past reclaim
iflah olmaz
incurable Adjective
ıslah olmaz
unregenerate
ıslah olmaz
confirmed
iyi olmaz
incurable
kesinlikle hayır ! olmaz
not on your life
kesinlikle olmaz
like hell
kesinlikle olmaz
not for the life of me
kusursuz suç olmaz
no crime without culpability Noun, Law
ne olur ne olmaz
just in case Adverb
ne yapacağı belli olmaz
unpredictable
o olmadan olmaz
(Lat.) sine qua non
onsuz olmaz
indispensable
sebepsiz netice olmaz
no effect without a cause
tadına doyum olmaz
moreish Adjective, Food-Kitchen
teslim olmaz
uncrushable
yok olmaz
imperishable
Olmaz dediysem olmaz!
No means no! Sentence
olmaz demek
to say no Verb
olmaz olaydı !
would that it hadn't happened
olmazsa olmaz
sine qua non Adjective
Belli olmaz.
That depends.
Belli olmaz.
There's no telling. Sentence
biraz daha aşağı olmaz mı
can't you let me have it for less
Böyle rezillik olmaz!
Well, of all the ...! Sentence
Böyle rezillik olmaz!
Of all the nerve! Sentence
Böyle rezillik olmaz!
Of all the cheek! Sentence
Bu kadar da olmaz!
Well, of all the ...! Sentence
Bu kadar da olmaz!
Of all the nerve! Sentence
Bu kadar da olmaz!
Of all the cheek! Sentence
Çeşit telef olmaz.
Genus non perit. Sentence, Law
Hayatta olmaz!
No way!
Hiç belli olmaz.
There's no telling. Sentence
Hiç de fena olmaz.
It wouldn't come amiss. Sentence
Hiç de fena olmaz.
It would not come amiss. Sentence
Hiç de fena olmaz.
It wouldn't go amiss. Sentence
Hiç de fena olmaz.
It would not go amiss. Sentence
Hiç fena olmaz.
It wouldn't come amiss. Sentence
Hiç fena olmaz.
It would not come amiss. Sentence
Hiç fena olmaz.
It wouldn't go amiss. Sentence
Hiç fena olmaz.
It would not go amiss. Sentence
iflah olmaz akıl hastası
incurably insane Noun
iflah olmaz ayyaş
incurable drunkard
iflah olmaz serseri
unmitigated scoundrel
iflah olmaz suçlu
hard case
iflah olmaz yalancı
unmitigated liar
Nevi telef olmaz.
Genus non perit. Sentence, Law
o olmazsa olmaz
causa sine qua non
olur olmaz her işe karışmak
to stick your nose into something Verb
olur olmaz şeye ağlayan kişi
cry baby
olur olmaz şeyler vaat etmek
to pie in the sky Verb
Reklamın kötüsü olmaz.
There is no such thing as bad publicity. Sentence, Advertising
Reklamın kötüsü olmaz.
All publicity is good publicity. Sentence, Advertising
Reklamın kötüsü olmaz.
Any publicity is good publicity. Sentence, Advertising
Şimdi olmaz.
Not now.
Turkish-English phrases from Zargan's own database