on board

  1. (a) taşıta, taşıtta (gemi, uçak, tren vb.).
    There were several movie stars travelling incognito on
    board the plane: Uçakta tebdili kıyafetle seyahat eden birçok sinema yıldızı vardı.
    take goods on board: gemiye mal yüklemek.
    to go on board: taşıta binmek. (b) (beyzbol argosu) sahada.
hasarsız yüklenmiştir
yük temiz
yük temiz hasarsız yüklenmiştir
malları güvertede teslim almak Verb
malları geminin güvertesine teslim etmek Verb
malları geminin (uçağın) güvertesine teslim etmek Verb
güvertede teslim
güvertede teslim edilmiş
araç üstü
güverteye koymak Verb
yönetim kuruluna sevk edilme
kabul etmek Verb
fark etmek Verb
dikkate almak Verb
yükleme konşimentosu Noun
gemide, gemiye yüklü.
hâlâ planlama aşamasında bulunmak Verb
Uçaklarda İşlenen Suçlar ve Diğer Eylemlerle ilgili Sözleşme Proper Name, International Law
Gemide Teslim, Gemi Bordasında Teslim, Gemide Masrafsız Noun, Commerce
yönetim kurulunda çoğunluğa sahip olmak Verb
çoğunluğa sahip olmak Verb
gemide
yerleşik Information Technology
araç üstü Transport
ilan tahtasına bildiri asmak Verb
yönetim kurulunda temsil edilmekte
yönetim kurulunda yer