oturma

Turkish-English Translation

  1. Noun, Construction settlement
  2. fit
  3. housing
  4. rest
  5. living
  6. residence
  7. stay
  8. dwelling
  9. seating
  10. sitting
  11. abode
  12. habitation
  13. sedimentation
  14. sinking
  15. lodging
  16. deflation
  17. settling
  18. tarry
  19. Noun lodgment
  20. resting
  21. quatering
  22. residing
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

yük oturma davranışı
load settlement behavior Noun, Construction
(gelir vergisi beyannamesi) ayrı oturma
living separate and apart
(in) bir yerde bir süre oturma
abidance
belirli bir yerde oturma
permis de séjour
bir süre köyde oturma
rustication
bir yerde oturma
occupancy
biriyle aynı evde oturma
housemating
birlikte oturma
living together
karaya oturma
running aground Noun, Maritime Traffic
memleket dışında oturma
residence abroad
protesto amacıyla bir süre umumi bir mahalde oturma
live in
teşehhüt miktarı oturma
flying visit
oturma belgesi
residence permit
oturma düzeni
seating
oturma eylemi
sit-in protest Noun, Politics-Intl. Relations
oturma eylemi
sit-in Noun, Politics-Intl. Relations
oturma eylemi düzenlemek
to stage a sit-in Verb
oturma eylemi gerçekleştirmek
to stage a sit-in Verb
oturma eylemi tertiplemek
to stage a sit-in Verb
oturma grevi
sitdown strike
oturma grevi
(mine-workers) stay-down strike
oturma grevi
sit-down strike Noun, Rights-Freedoms
oturma hakkı
domiciliary right
oturma hakkı
habitation
oturma hakkı
right of habitation Noun, Civil Law
oturma izni
right of abode Noun, Rights-Freedoms
oturma izni
residential permit
oturma izni
residence permit Noun, International Law
oturma izni olmak
to carry a residence card Verb
oturma koşulları
lodging conditions Noun
oturma mekânı
residential space
oturma müsaadesi
domiciliary permit Noun
oturma müsaadesi
staying permit Noun
oturma müsaadesi
permit of residence Noun
oturma odası
family room Noun
oturma odası
parlour Noun, Architecture
oturma odası
keeping room Noun
oturma odası
drawing room Noun, Architecture
oturma odası
living room Noun, Architecture
oturma odası
parlor Noun, Architecture
oturma odası
lounge Noun, Architecture
oturma odası
sitting room Noun, Architecture
oturma odası mobilyası
parlo u r furniture Noun
oturma olanağı
living accommodation
oturma planı
seat chart
oturma yasağı
local banishment
oturma yeri
inhabitation
oturma yeri
sitting place
(maden işçileri) oturma grevi
stay-down strike
bağdaş kurarak oturma şekli
lotus position
başlıca ve özellikle yaşlı kişiler için oturma alanı
retirement community
bir kadının yatak ya da özel oturma odası
boudoir Noun
bir memlekette oturma hakkı
right of abode
bir ülkede oturma hakkı
right of abode
birkaç günlük oturma grevi
stay-in strike
birkaç günlük oturma grevi
(Br) stay-in strike
devamlı oturma vizesi
permanent visa Noun
hem oturma hem yatak odası
bed sitting room Noun
hem oturma hem yatak odası
(Br) bed sitting room Noun
hem oturma hem yatak odası
bed-sitting room Noun
insanın kaynak ve oturma yeri
ham
işletmenin lojmanlarından oluşan oturma mahalli
company town
kiracının oturma hakkı
right of occupation
kiraların yüksek olduğu oturma bölgesi
high-rent residential district
Lordlar Kamarası'nda oturma hakkı olan soylu
peer of the realm
pencere içi oturma yeri
window seat
yatak odası ve oturma odasından oluşan geniş otel odası
junior suite Noun
yemek pişirme imkânı olan hem yatak hem oturma odası
bedsit bedsitter Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Oturmak işi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.