ozel

Turkish-English Phrases

hastaya özel
invalid
ırka özel
racial
kişiye özel
for private use only
kişiye özel
particular
özel
especial
özel
custom
özel
different
özel
single
özel
peculiar
özel
privy
özel
very
özel
proprietary
özel
exceptional
özel
particular
özel
specific
özel
own
özel
private
özel
special
özel
personal
özel
express
özel
intimate
özel
ad hominem
özel
separate
özel
closet
özel
concessionary
özel
distinctive
özel
inner
özel
interior
özel adres
inside address
özel adres
private address
özel af
remission of a sentence
özel akreditif
special letter of credit
özel alacaklı
private creditor
özel ambalaj
special wrapping
özel ambalaj
wrapping
özel anahtar
passkey
özel anlaşma
special covenant
özel anlaşma
separate treaty
özel anlaşma
special composition
özel antlaşma
private treaty
özel araba
private motor car
özel araba
private car
özel avanslar
special advances Noun
özel avarya
ordinary average
özel bakım
special care
özel banyo
(hotel) private bathroom
özel baskı
off print
özel belge
private document
özel beyyine
evidence of private documents
özel birlik
corps
özel borç
special debt
özel borç
private debt
özel borçlar
private debts Noun
özel büro
(police) special branch
özel çıkar
private interest
özel ciro
special endorsement
özel çöp
special refuse
özel danışman
special consultant
özel denetim
special audit
özel ders
tutoring
özel dikkat
special notice
özel dil
special language
özel dosyalar
private files Noun
özel durum
special case
özel durum
individual case
özel elçi
special emissary
özel ellerde
in private hands
özel emir
special order
özel eşya
plunder
özel eşyalar
special lines Noun
özel fabrika
private industry
özel fırsat
special occasion
özel fiyat
private fas
özel fiyat
exceptional tariff
özel fiyat
exceptional price
özel fon
special fund
özel fon
restricted fund
özel fon
political fund
Özel Fonlar
Special Funds Noun, Accounting
özel garaj
lockup
özel garanti
special guaranty
özel gelir
private income
özel giderler
special costs Noun
özel giriş
private entrance
özel girişim
private concern
özel görev
special mission
özel görüşme
private audience
özel gösteri
special show
özel güç
special power
özel hakem
special referee
özel hâkim
special referee
özel harç
special duty
özel hastane
pay hospital
özel havuz
private pond
özel hayatında
in private life
özel hesap
special account
özel hesap
private account
özel heyet
mission
özel hükümler
special provisions Noun
özel icra
special execution
özel ihtiyaç
private want
özel ikametgâh
residential flat
özel ikametgâh
private dwelling
özel ikramiye
special bonus
özel ilgi
concernment
özel ilişki
private affair
özel indirim
special deduction
özel iş
private matter
özel isim
proper noun
özel iskele
private wharf
özel iskonto
market discount
özel itiraz
special issue
özel izin
special authorization
özel izin
special permit
özel izinle
by special permission
özel kanun
special act
özel kapitalizm
private capitalism
özel karar
special resolution
özel kitaplık
private library
özel klinik
privately owned clinic
özel komisyon
special committee
özel komite
special committee
özel konuşma
private conversation
özel konuşma
private talk
özel köprü
private bridge
özel koşullar
special condition
özel mahkeme
special court
özel mallar
speciality goods Noun
özel marka
crest
özel masraflar
private expenses Noun
özel memuriyet
mission
özel menfaatler
private interests Noun
özel menfaatler
particular interest
özel merdiven
private staircase
özel mevduat
specific deposit
özel mevduat
special legislation
özel mevzuat
special legislation
özel mülkiyet
private ownership
özel müşteri
personal borrower
özel nedenler
private reasons Noun
özel nedenler
special reason
özel öğretmen
tutor
özel öğretmen
balius
özel öğretmen
family (private) tutor
özel öğretmenlik
tutorage
özel okul
nonprovided school
özel olarak
especially Adverb
özel olarak
specifically Adverb
özel olarak
privately Adverb
özel olarak
particularly Adverb
özel olarak
intimately Adverb
özel olarak
personally Adverb
özel olmayan
overground
özel otomobil
private car
özel oturum
special session
özel oturum
private session
özel parti
private party
özel polis
private police
özel rapor
special report
özel risk
(fire insurance) special hazard
özel riskler
extraneous peril Noun, Insurance
özel ruhsat
special licence
özel şahıs
private person
özel şartlar
special terms Noun
özel sayı
special edition Noun, Media-Publishing
özel sergi
special exhibition
özel servet
private means
özel sığınak
domestic shelter
özel sipariş
specific order
özel şirket
private company
özel şirket
private corporation
özel şirket
sole proprietorship
özel sorgulama
private interview
özel statü
special statute
özel sular
private waters Noun
özel tarife
special rate Insurance
özel tarife
specific tariff
özel tarife
special tariff
özel taşıyıcı
private carrier
özel teçhizat
special equipment
özel temettü
special dividend
özel temsilci
special representative
özel temsilci
special deputy
özel toplantı
special meeting
özel tuvalet
private bathroom
özel uçak
private airplane
özel üniforma
livery
özel üniformalı
liveried
özel ürün
specialty Noun
özel vaka
individual case
özel vaka
particular case
özel vakıf
private trust
özel vasi
special guardian
özel vasiyet
special legacy
özel vergi
special levy
özel yaşam
inner life
özel yaşam
private life
özel yetki
special authorization
özel zahmet
special trouble
Turkish-English phrases from Zargan's own database

özel
Yalnız bir kişiye, bir şeye has ... ona mahsus bulunan, husûsî