putty

  1. Noun dolak, tozluk.
  2. Noun cam(cı) macunu, lökün.
    putty knife: macuncu bıçağı.
    be putty in someone's hands: birinin
    elinde oyuncak olmak, onun emri/iradesi altına girmek.
    give someone a putty medal
    Brit. bir kimseyi yaptığı basit bir iş için övmek, karpuz kabuğundan madalya vermek.
    deserve a putty medal: basit bir iş yaptığı için övülmek/takdir kazanmak.
  3. Noun macun, macun gibi yapıştırıcı madde.
  4. Noun (sıvacıların kullandığı macun halindeki) alçı.
  5. Noun (bkz: putty powder ).
  6. Noun (bkz: puttee ).
  7. Noun macunlamak, macunla tutturmak, alçı ile sıvamak, alçılamak.
camcı macunu
putty powder Noun
spatula Noun
parlatma tozu: camları, madenleri parlatmada kullanılan kalay oksit veya kalay/kurşun oksit tozu.
putty,
jeweller's putty ile ayni anlama gelir.
Noun