quantum

  1. Noun miktar, sayı, kemiyet.
    the least quantum: en ufak miktar.
  2. Noun belirli bir miktar.
  3. Noun pay, hisse.
  4. Noun külliyetli/çok miktar.
  5. Noun, Physics nicem: en küçük ışınlanan erke birimi = Planck değişmezi ile kendi frekansının çarpımına eşit büyüklükte,
    daha bölünemeyen erke niceliği.
photon (1). Noun
hasar miktarıni tespit etmek Verb
kuantum elektrodinamiği Noun, Engineering
nicemsel elektronik.
nicemsel eşdeğerlik ilkesi.
miktar endeksi
çokluk endeksi
dev adım Noun
dev adım Noun
önemli bir atılım
nicemsel işleybilimsel.
nicemsel işleybilim, nicemsel mekanik.
kuantum mekaniği Noun, Engineering
sağlanan mal ve hizmetlerin karşılığının ödenmesi
bozulduktan sonra bir sözleşmenin gerçekleştirilmiş olduğu çapta
hizmetin gerçek ederi Noun, Law
hizmetin gerçek değeri Noun, Law
nicem sayısı.
(kabul edilen ve para olarak ifade edilen) hasar miktarı
efektif askeri kuvvet
nicemler doğabilimi, nicemsel fizik.
nicem hali.
nicemsel istatistik.
nicemler kuramı
malın gerçek ederi Noun, Law
malın gerçek değeri Noun, Law
malın gerçek ederi Noun, Law
malın gerçek değeri Noun, Law
hasar miktarını tespit etmek Verb
göresiz nicemsel işleybilim.
görecil nicemsel işleybilim.
bir alım satım akdi gereği teslim olunan şeylerin bedelinin davalı tarafından ödenmediği gibi teslim
olunan şeylerin davacıya iade olunmaması nedeniyl