rail

  1. Maritime Traffic küpeşte
  2. Noun tırabzan, korkuluk.
  3. Noun çit, parmaklık.
  4. Noun ray.
  5. Noun demiryolu, tren.
    by rail: demiryolu ile, trenle.
    to go/travel by rail: trenle gitmek/seyahat
    etmek.
    rail car: drezine, motorlu tek vagon, demiryolu arabası.
  6. Noun, Maritime Traffic küpeşte tutamağı/korkuluğu.
  7. Noun (mobilya) yatay çubuk, ray.
  8. Noun, Zoology su tavuğu
    (Rallus limicola).
    water rail: su yelvesi.
  9. Verb parmaklıkla çevirmek, tırabzan yapmak.
Demir yolu ile yük taşımacılığı (NACE kodu: 49.2) Noun, Trades-Professions
Demir yolu ile yük taşımacılığı (NACE kodu: 49.20) Noun, Trades-Professions
Demir yolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.1) Noun, Trades-Professions
Demir yolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.10) Noun, Trades-Professions
mihrap önündeki parmaklık. Noun
(mobilyalarda) kızak çıtası: çekmecelerin üzerinde kaydığı çıta. Noun
trenle
tren ile taşıma
şasi yan rayı Noun, Transport
dişli ray.
kondüktör
trenle göndermek Verb
demiryoluyla nakliyat
sağır ray
akımsız ray
demiryoluyla sevk
demiryoluyla gönderme
istasyonda (teslim
armadura.
demiryoluyla göndermek Verb
trenle göndermek Verb
trenle sevkıyat
demiryoluyla sevkıyat
trende teslim. Noun
trenle gitmek Verb
parmaklık
kılavuz ray, sevk yatağı. Noun
irtibat hattı
kadın geceliği. Noun
demiryoluyla
bağlama kirişi
(evlerde) tabaklık, tabak rafı, tabak dizmeye mahsus duvar çıkıntısı. Noun
trenle göndermek Verb
malları demiryolu ile göndermek Verb
malları demiryoluyla göndermek Verb
(US) demiryolu ile sevkıyat
geminin yan tarafı
Amerika su yelvesi
(Porzana carolina). Noun
tırabzan
istralya yelkeni
üçüncü ray, elektrikli trende akım taşıyan ray.
(Br) demiryoluyla mal sevki
trenle yolculuk etmek Verb
trenle seyahat etmek Verb
su yelvesi
(Rallus aquaticus). Sutavuğugillerden sırtı yeşil-kahverengi, karnı kara-beyaz çizgili bir kuş. Noun
geminin yan tarafı
hırlamak Verb
(a) yakınmak, şikâyet etmek, dırlanmak.
rail at fate. (b) dil uzatmak, küfretmek, sövüp saymak,
sözle sataşmak, bağıra çağıra tenkit etmek, lânet etmek.
He's always railing against the government.
(US) demiryolu tahvilleri Noun
tren vagonu
vagon kiralama
vagon fabrikası Noun
tren taşımacılığı
tren navlun ücretleri Noun
(US) demiryolu yük taşıma ücretleri Noun
bir tren hattının kapanması
demiryolu tahvilleri Noun
tren yükü
tren navlun ücreti
çitle çevirmek, çit içine kapatmak.
tren yolu yolculuğu
tren hattı
demiryolu bağlantısı
çitle/parmaklıkla ayırmak.
tren yolcusu
tren hızı
tren tarifesi
tren bileti
tren trafiği
demiryolu yük nakliyatı
(Br) demiryolu yük nakliyatı
demiryolu ulaşımı Noun, Transport
tren taşımacılığı
demiryolu ulaşımı Noun, Transport
(US) demiryolu taşıma sigortası Noun
tren yolculuğu
kombine demiryolu ve otobüs bileti
(US) banliyö tren servisi
hafif tramvay sistemi Noun, Transport
hafif raylı sistem Noun, Transport
treni bırakıp otobüse binmeye başlamak Verb