resolve

  1. Verb (oy ile) kararlaştırmak, karar vermek, karara bağlamak.
    resolve on: karara varmak.
  2. Verb çözmek, parçalara ayırmak, parçalara ayırıp incelemek.
  3. Verb tasarlamak, niyetlenmek.
  4. Verb (sorunu) çözmek, halletmek.
  5. Verb açıklamak, (şüphe/korkuyu) dağıtmak, gidermek, yatıştırmak, yok/bertaraf etmek.
    resolve one's doubts:
    şüphelerini gidermek.
    resolve a dispute: kavgayı/münakaşayı yatıştırmak.
  6. Verb, Chemistry bir karışımı optik bakımdan etkin bileşenlerine ayırmak.
  7. Verb mikroskopla görünür /farkedilir hale getirmek.
  8. Verb, Medicine (çıbanı /şişliği vb.) cerahat bağlamadan dağıtmak/iyileştirmek, eritmek.
  9. Verb, Music disonanstan konsonansa geçmek.
  10. Verb (yönleç/vektör) bileşenlerine ayırmak.
  11. Noun karar.
    We must be firm in our resolve to oppose them.
  12. Noun niyet, tasarlama, tasavvur.
  13. Noun azim, sebat.
    to make a resolve to do something: bir şeyi yapmaya azmetmek.
karar Noun, International Law
bir karara uymak Verb
kesin kararlılık Noun
Kararlılık Fırtınası Operasyonu Proper Name, Military
bir karardan dönmek Verb
kesin karar
bir karara bağlı kalmak Verb
anlaşmazlığı halletmek Verb
bir konuyu çözümlemek Verb
bir sorunu çözmek Verb
davalı aleyhine karar vermek Verb
... meselesini çözmek Verb
... sorununu çözmek Verb
kurmak Verb
hiçbir şeyi saklamamaya karar vermek Verb
ticari anlaşmazlıkları çözmek Verb
bir şey üstüne karar vermek Verb
bir şey üstünde karar vermek Verb