resource

  1. Noun kaynak.
    natural resources of a country.
  2. Noun
    resources: para, zenginlik, mal/mülk.
  3. Noun
    resources: olanaklar, imkânlar, zihnî/şahsî kabiliyetle ulaşılabilen araç ve erekler.
    His resources
    are limited: İmkânları sınırlıdır.
    to draw upon one's own resources: kendi yağı ile kavrulmak.
  4. Noun güçlükleri yenme yeteneği, beceriklilik, yetenek, cerbeze, akıl, zekâ, buluş kabiliyeti.
    to make the
    most of one's resources: yeteneklerini en iyi şekilde kullanmak.
    inner resources: manevî kuvvet.
    Edison was a man of great resource.
  5. Noun çare, dayanak, darda kalınca başvurulan şey.
ayrılabilir kaynak Information Technology
nakit kaynak
ana kaynak
pazarlama kaynağı
doğal kaynak Noun, Environment-Ecology
üretim gücü
yenilenebilir kaynak Noun, Environment-Ecology
ümitsiz
kaynak dağılımı
kaynak tahsisi
stok değerlendirme
(Br) US bakım merkezi
kaynak muhafazası
kaynak geliştirme Noun, Management
kaynak verimliliği Noun, Environment-Ecology
kaynak azalması
kaynak transferi
kaynak kullanımı
Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu
devingen kaynak ayırma Information Technology
insan kaynakları muhasebesi Noun, Human Resources
imalat kaynak planlaması
onoptimum kaynak dağılımı
stratejik kaynak tekeli (bir üretim işleminin tüm girdisini elinde tutan örgüt (dünyanın hemen hemen
tüm elmas madenlerinin sahibi olan Güney Afrika D
stratejik kaynak tekeli
Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Yapıları Daire Başkanlığı Noun, Organizations