retirement

  1. Noun emeklilik, tekaütlük, işten çekilme.
    compulsory retirement: mecburî emeklilik.
  2. Noun emekliye ayırma/ayrılma, tekaüt etme/olma.
    retirement on account of age: yaş haddinden emekliye ayrılma.
  3. Noun (a) emeklilik, süresi/hayatı, (b) emeklilik, yaşı/çağı.
    He reached retirement but was asked to work another year.
  4. Noun (kendi odasına/bir köşeye vb.) çekilme.
  5. Noun yalnızlık, inziva.
    to live in retirement: (a) emekli hayatı sürmek, (b) inzivada/yalnız yaşamak
  6. Noun ücra/ıssız/uzak yer, inziva yeri.
  7. Noun, Military gerileme, geri çekilme, ric'at.
  8. Noun emekli+, emeklilere özgü.
    a retirement village: emekliler köyü.
  9. Noun yalnızlık+, inziva+.
tesis söküm ve çevre temizliği yükümlülüğü Noun, Accounting
tesis söküm ve rehabilitasyon yükümlülüğü Noun, Accounting
işletmeden çıkarma yükümlülüğü Noun, Accounting
kullanımdan çıkarma yükümlülüğü Noun, Accounting
emeklilik yaşı
tesislerin sökülmesi ve çevre temizliği Noun, Management
işletmeden çıkarma Noun, Management
kullanımdan çıkarma Noun, Management
tahvil itfası Noun
senet itfası Noun
borcun itfası Noun
borcu giderek azaltma
bir şirket borcunun kısım kısım ödenmesi
borç itfası Noun
sakatlık yüzünden emekliye ayrılma
erken emeklilik Noun, Law
emeklilik hakkını kazanmış
işçi emekliliği
işçi emekliliği
emekliye ayrılmak Verb
istemeden emekliye ayrılma
inziva hayatı yaşamak Verb
zorunlu emekliye ayırma
emekliliğe yaklaşma
erken emekliliği seçmek Verb
dileğe bağlı emeklilik
vaktinden önce emekliye ayrılma
emeklilik hükmü
emeklilik hüküm kmüü
emeklilik yaşı
emeklilik yaş haddi
emeklilik sigortası Noun
emekli maaşı Noun, Employment
(US) emeklilik maaşı
(US) emeklilik sosyal yardımları Noun
(US) başlıca ve özellikle yaşlı kişiler için oturma alanı
emeklilik sorunları konusunda danışma
emeklilik sorunları konusunda danışma
emeklilik kredisi
tekaüdiye
emekliliğe hak kazanma
emekliliğe hak kazanma
dünyadan elini eteğini çekme
tekaütlük
emeklilik sandığı
emekli sandığı
emeklilik geliri
emeklilik sigortası Noun
emeklilik sorunları Noun
emekli olduktan sonra, tatile en çok gidilen yere göç etme eğilimi
bir senedin vadesinden önce tedavülden çekilerek ödenmesi
bir müdürün emekliye ayrılması
tahvilin geri satın alınması
bir ortağın çekilmesi
sabit varlıkların hizmetten alınması
yaş yüzünden emekliye ayrılma
tam maaşla emekli olma
emeklilik maaşı
emekli aylığı
emekli maaşı Noun, Employment
emekli aylığı
itfa planı
işverenler Noun
çalışanlar ya da her ikisi tarafından yapılan ödemelerle oluşan emeklilik fonu
itfa planlama
geri satın alma karşılığı
emeklilik rezerv fonu
emeklilik hakkı
emeklilik için başvurmak Verb
emeklilik için başvurmak Verb
tesis söküm ve çevre temizliği maliyeti Noun, Accounting
tesis söküm ve rehabilitasyon maliyeti Noun, Accounting
işletmeden çıkarma maliyeti Noun, Accounting
kullanımdan çıkarma maliyeti Noun, Accounting
emeklilik yaşına yaklaşmak Verb
emeklilik yaşını geçmek Verb
zorunlu emekliye sevk etme
erken emeklilik planı
İşçi Sosyal Sigorta Emeklilik Kanunu
İşçi Sosyal Sigorta Emeklilik Kanunu
emekli aylığı harcamaları Noun
aylık emeklilik aylığı
emeklilik planında öngörülen emeklilik yaşı
emeklilik yaşına gelmek Verb
serbest çalışma (bağ-kur) emeklilik planı
devlet emekliliği