rug

  1. Noun, Textile Industry keçe
  2. Noun, Textile Industry hasır
  3. Noun, Textile Industry paspas
  4. Noun, Textile Industry kilim
  5. Noun halı, kilim, keçe.
    The floor was covered with rugs.
    Oriental rug: Şark halısı.
    Persian rug: Acem halısı.
  6. Noun post, pösteki (yere serilen).
    a bearskin/goatskin rug.
  7. Noun örtü, atkı, ısınmak için sarınılan kalın kumaş.
    She wrapped her woolen rug around her.
  8. Noun takma saç, peruka.
  9. Transitive Verb kuvvetle çekmek/yırtmak/koparmak.
kilimcilik Noun
Keşmir halısı.
kilim. Noun
taban halısı
hiç utanmadan yalan söylemek Verb
hiç yüzü kızarmadan yalan söylemek Verb
Doğu/Şark halısı. Noun
İran/Acem halısı.
seccade, namaz seccadesi.
seccade Noun, Textile Industry
seccade Noun, Religion-Faith
kırpıntılardan örülen kilim. Noun
ufak halı, seccade.
(a) güverte yolcularına mahsus battaniye, (b) örtü, yol battaniyesi.
birşeyi örtbas/hasıraltı etmek.
hasıraltı etmek Verb
ufak halı, seccade.
ufak halı parçası.
yol battaniyesi
kibar gece kulübü
(birinin) gözünün içine baka baka yalan söylemek Verb
güçsüzleştirmek Verb
desteğini kesmek Verb
yüzüstü/tehlike ile karşı karşıya bırakmak, desteklememek.
.: birinin ayağını kaydırmak, işlerini altüst etmek.
halıcılık