runaway

  1. kaçak, kaçkın, kaçmış, firari.
    a runaway child.
  2. başıboş, boşalmış/gemi azıya almış (at), zaptedilemez, azgın.
    a runaway horse.
  3. kaçma, kaçış, tüyme, firar.
  4. kaçarak/firar suretiyle yapılan.
    a runaway marriage.
  5. kolayca kazanılmış.
    a runaway victory.
  6. (fiyat vb.) hızla artan/yükselen/artış/yükseliş.
    a runaway increase in prices: hızlı fiyat artışı.

    runaway inflation: hızla yükselen enflasyon.
kaçak mahpus
çabuk artan masraflar
kontrol altındaki giderlerin hızla fırlaması
hızla artan giderler Noun
kaçak sevgililer
hiperenflasyon
hiper enflasyon
yokuş aşağı enflasyon
yüksek oranlı enflasyon
fiyatların başını alıp gitmesi
çok yüksek ücret
seyyar dükkân
kaçmak, tüymek, firar etmek.