kuvvetler ayrılığı
Noun, Law
(evli çift) ayrı yaşamak
Verb
bir şeyi ayrı tutmak
Verb
(evli çift) ayrı yaşamak
Verb
(evli kadın) tefrik edilen borç ikrarı
kendi başına var olan dava
aynen saklama
Noun, Banking
(US) ayrı geçim nafakası
Noun
karı-koca arasında yapılan anlaşma gereğince veya mahkeme kararıyla ayrı yaşayan karı ya da koca tarafından verilen nafaka
ayrı varlığı olan sigorta poliçesi
çocuğa ana veya babası tarafından verilen veya miras bırakılan hisse
çocuğa ana ya da babası tarafından verilen veya miras bırakılan hisse
karı veya kocanın ortaklık veya birlik dışındaki yalnızca kendine ait olan eşyası
Noun
(US) karı-kocanın mal ayrılığı
karı veya kocanın şahsi malları
Noun
mal ayrılığı rejimi
Noun, Law
ayrı gelir vergisi beyannamesi
ayrı teknik ünite
Noun, Transport
iyiyi kötüden ayırt etmek
Verb
iyi/çalışkan/yetenekli olanlarla olmayanları birbirinden ayırmak.
A hard examination intended to separate the sheep from the goats.
kendi hesabına yapılan ticaret
karı kocanın mallarının vergilendirilmesi amacıyla ayrı ayrı kıymet takdir edilmesi için başvurmak
Verb
ayrı bir varlığı olmak
Verb
karı kocanın mallarının ayrı ayrı vergilendirilmesi için vergi takdiri talebinde bulunmak
Verb
ayrı bir başlık altında olmak
Verb
ayrı ayrı gelir vergisi beyannamesi vermek
Verb
hesapları karıştırmamak
Verb
(gelir vergisi beyannamesi) ayrı oturma
ayrı izin zni yapmak
Verb
haremlik selamlık olmak
Verb
(posta) ayrı olarak gönderme