sine

  1. Noun, Geometry sinüs
  2. Noun sinüs, dikmelik, dik üçgende bir açının karşısındaki dik kenarın hipotenüse oranı.
    sine curve:
    sinüs/dikmelik eğrisi, sinüzoit.
    sine wave:
    fiz. sinüzoidal/dikmeliksel dalga.
  3. Adposition -sız, -sızın.
    sine die: gün kararlaştırmadan, tekrar toplantı gününü belirtmeden (meclisin dağılması
    dolayısile kullanılır).
    sine prole: dölsüz, zürriyetsiz.
    sine qua non: kesin koşul, vazgeçilmez/mutlaka aranılan şart.
dikmelik yayı, ark sinüs: sinüsü verilen bir sayıya eşit olan yay (radyan olarak).
kıs.:
arc sin, sin-1.
dikmelik yayı, ark sinüs: sinüsü verilen bir sayıya eşit olan yay (radyan olarak).
kıs.:
arc sin, sin-1.
değerine verilen ad.
(Lat) yeni bir vade günü tespit etmeden
gün kararlaştırmadan
süresiz
mutlaka aranılan şart
(Lat) o olmadan olmaz
olmazsa olmaz Adjective
bir toplantıyı belli bir tarih tespit etmeden ertelemek Verb
bir davayı belirsiz bir tarihe ertelemek Verb
celsenin gün kararlaştırılmadan dağılması
oturumun gün kararlaştırılmadan dağılması
belirli bir olay ya da sonucun meydana gelmesi için zorunlu olan neden
zorunlu neden
o olmazsa olmaz
salt neden, zarurî/mutlak sebep.
ivazsız olarak bir şey vermiş veya bir vaatte bulunmuş olan şahsın lehine mevcut olan dava hakkı
kanuni bir hak ihlal edilmeksizin vuku bulan zarar (bu durumda faile sorumluluk gelmez
belli bir zamana ertelemek Verb
Allahın izniyle/inayetiyle.
  1. Noun chest
  2. breast
  3. bosom
to be put on the short list Verb
to mention someone in one's will Verb
to defer to sb's knowledge Verb
to attend sb's funeral Verb
to belong to sb's party Verb
to join sb's party Verb
to come to sb's level Verb
to follow sb's advice Verb
to worry Verb
to let pass Verb
to be liable for an income tax Verb
every man for himself and the devil take the hindmost
according to his own statement
to get environmentally adjusted Verb
to find the best time for doing Verb
to win someone to one's party Verb
to become a prey of Verb
to have recourse to the superior knowledge of specialists Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Göğüs, bağır, sadr