sorts

get out of sorts

keyifsizlenmek Verb

medium sorts

vasat kaliteler Noun

of sorts

(a) sıradan, şöyle böyle, iyi kötü, alelâde.
an army of a sort /after a sort /of sorts: sözüm

of various sorts

muhtelif

out of sorts

rahatsız, keyifsiz, (b) gücenik, dargın, küskün, (c) huysuz, sinirli. (d)
bas. bazı harfleri noksan.

all sorts of

her türlü

handle all sorts of business

her işi yapmak Verb

have good opportunity to come into contact with all sorts of people

her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak Verb

have opportunity to come into contact with all sorts of people

her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak Verb

make all sorts of excuses

bin bir dereden su getirmek Verb

spread all sorts of falsehood about sb

biri hakkında her türlü yalan yaymak Verb

touch elbows with many sorts of people

türlü türlü insanlarla yakın temasa gelmek Verb

touch elbows with many sorts of people

türlü insanlarla yakın temasa girmek Verb

try all sorts of wiles

allem kallem etmek Verb