Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
straddle
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
bacakları ayırma(k), bacaklarını ayırarak oturma(k)/durma(k)/yürüme(k).
apışıp durma(k).
bacakların bir bir tarafta biri öbür tarafta binme(k)/oturma(k).
to straddle a horse.
tarafsız görünme(k), iki tarafı birden idare etme(k), iki tarafa da onların tarafını tutuyor gibi davranma(k).
straddle a question
: bir tartışmada iki tarafı birden tutmak.
(topçulukta) hedefin hem önüne hem arkasına ateş ederek mesafeyi ayarlamak.
to straddle a target.
ayrık bacaklar arasındaki mesafe.
Public Finance
belirli bir fiyattan hisse senedi alıp satmakta serbest olma seçeneği.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
commodity tax straddle
bir vergi mükellefinin cari yılın vergi yükümlülüğünü ileri bir tarihe atmak amacıyla bir sermaye kaybı
ile telafi etmek istediği gerçek sermaye kazan
commodity tax straddle
gerçek sermaye kazancının söz konusu olduğu bir mal yatırımı
straddle a question
tartışmada iki tarafı birden tutmak
Verb
straddle an issue
bir konuda cevap vermekten maharetle kurtulmak
Verb
straddle the lane
yol şeridini değiştirmek
Verb
straddle the market
öte yandan fiyatı yükselen hisse senedi spekülasyonu yapmak
Verb
straddle the market
(US) bir yandan fiyatı düşen
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.