stress

  1. Noun, Psychology stres
  2. önem, ehemmiyet, itina .
    to lay stress upon good manners: görgü kurallarına önem vermek.
  3. Grammar vurgu.
    stressed: vurgulu.
    to lay stress on a word: bir sözcüğü vurgulamak.
  4. basınç, tazyik, zor, zorlama.
  5. şiddet, ağırlık, kuvvet.
  6. gerilme, gerilim, gerginlik.
    breaking stress: kopma/kırılma gerilmesi/mukavemeti.
    stress diagram:
    gerilim çizgesi.
    internal stress in a cooling body: soğuyan bir cisimdeki iç gerilme.
  7. Psychology zorlanma(k), sıkıntı, ruhî/asabî gerginlik.
  8. önem/ekemmiyet vermek, önemle üstünde durmak, itina göstermek.
  9. vurgulamak, belirtmek, tebarüz ettirmek.
  10. baskı yapmak, tazyik etmek, sıkmak, bunaltmak.
fetal monitör Noun, Medical Equipment
fetüs monitörü Noun, Medical Equipment
NST cihazı Noun, Medical Equipment
kardiyotokografi (CTG) cihazı Noun, Medical Equipment
travma sonrası stres bozukluğu Noun, Medicine
yapı kaynaklı gerilme Noun, Construction
akut stres Noun, Psychology
müsaade olunan basınç
zora gelememek Verb
kronik stres Noun, Psychology
temas basıncı Noun, Construction
uçuş zorlaması
iç gerilme, ısınma vb. nedeniyle maden/cam vb. içinde oluşan gerilme.
bir aktifin ya da yatırımın işlemeye başlaması
vurgu, bir sözcüğün en belirgin hecesi. Noun
(uzun bir sözcükte) ikinci vurgu.
kayma gerilmesi Noun, Mechanics
statik basınç
buhran devresi
çekme gerilmesi Noun, Mechanics
kelime vurgusu.
word accent ile ayni anlama gelir. Noun
bir noktayı vurgulamak Verb
vurgulama
yönetici hastalığı
gerilme dağılımı Noun, Mechanics
stres yönetimi Noun, Psychology
vurgulama işareti
rekabetin basıncı
havanın elverişli olmaması
gerilme azalım faktörü Noun, Mechanics
bir şeyi vurgulamak Verb
stres testi Noun
gerilme değeri Noun, Mechanics
akut stres bozukluğu Noun, Psychology
akut stres tepkisi Noun, Psychology
şartların baskısı ile davranmak Verb
çevrimsel gerilim oranı Noun, Construction
vurgulamak Verb
yabancı dillere önem vermek Verb
travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) Noun, Medicine
havanın baskısı altında
şartların zorunluluğu altında
yoksulluğun baskısı altında