take up

  1. (a) (tahsile/meslek icrasına) başlamak.
    to take up college studies/medical practices.
    take
    up a profession: bir meslek icrasına başlamak. (b) yukarı çekmek/ kaldırmak, (c) (yer/zaman) işgal etmek, tutmak, almak.
    take up a lot of room/time: çok yer tutmak/zaman almak.
    take up all one's attention: tamamen meşgul etmek.
    be taken up with sth: bir şeye tutulmak, müptelâsı olmak. (d) tüketmek, istihlâk etmek, kullanmak, (e) desteklemek, (fikri vb.) savunmak, (f) yine başlamak, ele almak, devam etmek.
    take a matter up: bir işi ele almak.
    We took up where we had left off: Kaldığımız yerden devam ettik. (g) üzerine almak, deruhde etmek, (h) serzenişte bulunmak, eleştirmek.
    take someone up shortly: birini terslemek. (i) (teklif vb.) kabul etmek, (j) senedi/poliçeyi ödemek, (k) (elbise vb.) kısaltmak, daraltmak.
çıraklığa girmek Verb
acı ve eziyete sabırla katlanmak Verb
ikametgâh edinmek Verb
göreve başlamak Verb
göreve başlamak Verb
çıraklık eğitimine başlamış olmak Verb
görevine başlamak Verb
(bir yerde) oturmaya başlamak Verb
… : gidip … in yanına yerleşmek.
mevki tutmak Verb
komşularının kavgasına karışmak Verb
tutmak Verb
meydan okumak, mücadeleyi kabul etmek.
bir senedi kabul etmek Verb
hesabı ödemek Verb
senedi vadesinde ödemek Verb
parsa toplamak Verb
bir senedi vadesi gelince ödemek Verb
türlü ürünlerin sürümünü taahhüt etmek Verb
kredi almak Verb
bir konuyu tartışmak Verb
yeni sermaye almak Verb
tabanca çekmek Verb
mevzi almak Verb
bir işte çalışmaya başlamak Verb
bir meslek edinmek Verb
kavgaya katılmak.
yardım parası toplamak Verb
bir hırsızı yakalamak Verb
bahsi kabul etmek Verb
bir temsilcilik üstlenmek Verb
bir opsiyon hakkını kullanmak Verb
silaha sarılmak.
meslek olarak seçmek Verb
bahsi kabul etmek Verb
ortada dolaşan fikirleri benimsemek Verb
cari fikirleri benimsemek Verb
(gemi) dubaya bağlanmak.
yaşayan dillere kaydolmak Verb
banka kredisi almak Verb
müzakereleri başlatmak Verb
hemşirelik mesleğini seçmek Verb
yolcuları bindirmek Verb
boş zamanlarında fotoğrafçılık yapmak Verb
biriyle birlikte (birinin yanında) oturmak Verb
referans almak Verb
benimsemek Verb
hisse almak Verb
hisse senedine talip olmak Verb
hisse senedi almak Verb
altı sütun tutmak Verb
(film) sarma makarası
satın alınmış hisse senetlerini ödemek Verb
(US) hisse senedi satın almak Verb
hisse senedi satın almak Verb
hisse senetlerini ödemek Verb
resen dikkate almak Verb, Law
vergi toplamak Verb
yoksulların davasını savunmak Verb
birini şiddetle savunmak Verb
birinden yana çıkmak Verb
kuvvetle desteklemek, şiddetle savunmak/müdafaa etmek, tarafını tutmak.
belgeleri teslim almak Verb
meydan okumasını kabul etmek.
mücadeleyi kabul etmek Verb
barış yapmak Verb
askerliği seçmek Verb
takibe geçmek Verb
hükümetin dizgilerini ele almak Verb
mühendislik mesleğini seçmek Verb
zaman almak Verb
fazla yer tutmak Verb
(Br) senedi kırmak Verb
(Br) senedi iskonto etmek Verb
arkadaş olmak.
take up with someone: birisiyle düşüp kalkmak, sıkıfıkı olmak.
arkadaşlık kurmak Verb
iş almak Verb
mevzilenmek Verb, Military
opsiyonunu kullanma
hisse senedi satın almak Verb
satın alınmış hisse senetlerini ödemek Verb
şaşırmak, korkmak, heyecanlanmak.
havalandırmak Verb
bir meseleyi daha yüksek bir makama götürmek Verb
kalkış pozisyonu
kalkış pisti
birini korumak Verb
birinin sözünü kesmek Verb
(a) düelloyu/mücadeleyi (veya meydan okuma şeklindeki daveti) kabul etmek, (b) bir kimseyi/fikri savunmak.

throw down the gauntlet = gantlet: meydan okumak.
yukarı kaldırma. Noun
(a) uptake (3), (b) gerici, germe aleti. Noun, Machines