TR

tap

English-Turkish

Terms/Phrases

English-Turkish Translation

hafifçe vurmak/dokunmak.
tap at/on the door: kapıyı hafifçe vurmak.
tap on the shoulder: omuzuna hafifçe dokunmak.
hafifçe vurarak yapmak/çakmak.
to tap a nail into a wall.
(parmaklarla, kalemle vb.) tempo tutar gibi hafif hafif vurmak, tıkırdatmak.
(ayakkabıya) pençe vurmak.
hafif vuruş.
tıpırtı, tıkırtı.
pençe.
nalça, ayakkabı demiri.
musluk.
tap -water: musluk/terkos suyu.
fıçıdan alınan içki.
tıkaç, tapa.
kılavuz, burgu, vida kılavuzu.
Surgery vücuttan su alma(k).
spinal tap: omurilikten su alma.
to tap a lung: akciğeri delmek.
Electronics arabağlantı, bir sargının ara yerinden çıkarılan bağlantı ucu.
haberleşmeyi gizlice dinlemek için telefon hattına bağlantı yapma(k).
to tap a telephone.
içki türü.
(fıçıdan vb.) akıtmak, muslukla akıtmak.
delip sıvıyı akıtmak.
to tap a sugar maple: akçaağacın gövdesini delip şekerli suyu akıtmak.
sızdırmak, sızdırarak kaynağı/birikmiş şeyi kullanmak/ tüketmek.
to tap a nation's natural mineral
wealth: bir milletin doğal maden kaynaklarını tüketmek.
to tap a new resource: yeni bir kaynağı kullanmak.
to tap a new country: yeni bir memleketin kaynaklarını kullanmak.
to tap someone for a fiver
argo birisinden beşlik (5 lira) sızdırmak.
musluk takmak.
kılavuzla vida açmak.
bağlamak, bağlantı kurmak.
yolu/elektrik hattını bir yere uzatmak.
muhabereyi çalmak, gizli bağlantı yaparak haberleşmeyi dinlemek.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

English Turkish Phrases

telefon dinleme, telefonun dinlenmesi Noun, Criminal Law

(radio , telephone) to tap

kaçağı dinlemek Verb

soğutma musluğu

nefis içki

gaz musluğu

have water on tap

şehir suyu akar olmak Verb

have water on tap

şehir su yu akar olmak Verb

sıcak su musluğu

(Br) sıcak su musluğu

(a) fıçıdan alınıp satılmaya hazır (içki), (b) (fıçı vb.) musluklu.

ana kılavuz

benzin musluğu

lomber ponksiyon Noun, Medicine

beyin-omurilik sıvısı almak Noun, Medicine

omurilikten sıvı almak Noun, Medicine

warm (- water) tap

sıcak su musluğu

burma

telefon dinleme

tap (person) for

birine para istemek için başvurmak Verb

(telefon) dinlemek Verb

bir pazar açmak Verb

piyasada kendini tanıtmak Verb

tap alternative sources of credit

alternatif kredi kaynakları açmak Verb

elektronik dinleme aygıtları Noun

tap at the door

kapıya hafifçe vurmak Verb

pim

çivi

bazı durumlarda hükümetin ihraç etmiş olduğu tahvilleri vadesinden önce geri satın alması

sermayeden yemek

curuf

tap cinder, top cinder

bulldog ile ayni anlama gelir. cüruf.

tepinme dansı, ayak uçlarını ve topukları yere vurarak oynanan oyun. Noun

tap financial sources

mali kaynakları açmak Verb

tap for cutting internal screw threads

kılavuz

para piyasası ya da borsadan geçmeden merkez bankası gibi bir kamu kuruluşuna ihraç edilen hazine bonosu Noun

şube demiryolu

tap new sources of credit

yeni kredi kaynakları açmak Verb

tap new sources of energy

yeni enerji kaynakları bulmak Verb

tap off from the barrel

fıçıdan çekmek Verb

vurmak Verb

tap on the table

masaya vurmak Verb

bütün parasını kaybetmek Verb

(Br) kısa vadeli hazine bonoları iskonto haddi

tap someone for information

birinin ağzını aramak Verb

tap someone on the shoulder

birinin omuzuna vurmak Verb

tap someone on the shoulder

birinin omuzuna hafifçe vurmak Verb

tap something in

kakmak Verb

borsada her an satılıp alınabilir durumda olan senet

senet fiyatları belirli seviyeye çıktığında

(Br) daima satıcısı bulunduğu için

borsada her an satın alınabilir durumdaki senet

türlü devlet dairelerince çıkarılan İngiliz hükümeti tahvilleri Noun

senet fiyatları belirli düzeye ulaştığı zaman

devlet dairelerince satışa çıkarılan tahviller

daima satıcısı bulunduğu için

tap the money market heavily

para piyasasını ele geçirmek Verb

tap the telephone wire

telefon hattını dinlemek Verb

musluk suyu

marble basin (under a tap in a Turkish bath

kurna

English-Turkish phrases from Zargan's own database