katran.
coal-tar: katranlı, katrandan.
Noun
creosote ile ayni anlama gelir. kömürden elde edilen katran ruhu.
gemici, denizci, bahriyeli.
Noun
damarlarında biraz zenci kanı bulunmak.
az bir masraftan kaçınıp büyük zarara girmek.
(ceza olarak) üzerine katran sürüp tüy yapıştırmak.
(petrol elde edilen) katranlı kum.
Noun
kıyasıya dövmek, temiz bir dayak çekmek, eşek sudan gelinceye kadar dövmek.
naphthalene ile ayni anlama gelir. naftalin: C10H8.
pastırmasını çıkarmak
Verb