terminal

English-Turkish Translation

  1. uçta/sonda bulunan, ucunu teşkil eden.
    terminal feathers.
  2. son, nihaî.
    terminal leave: terhisten önce verilen son izin.
    terminal velocity: son hız.
  3. taksitle.
    terminal payments.
  4. Botany dal veya sapın ucunda bulunan (tomurcuk, çiçek vb.).
    a terminal leaflet.
  5. sınır teşkil eden.
  6. demiryolu bitiminde bulunan.
  7. öldürücü, şifasız, ölümcül, ölümle sonuçlanan.
    a terminal illness: ölümcül hastalık.
    terminal
    ward: şifasız hastalar koğuşu.
  8. son, uç, nihayet.
  9. son durak/istasyon.
  10. Electronics uç, kutup, terminal.
  11. Information Technology uç: bir veri iletişim ortamında veri giriş-çıkışını sağlayan donanım birimi /birimleri topluluğu.
  12. Architecture trabzan başında bulunan süs.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

air terminal
hava terminali
airport terminal
hava meydanı terminali
battery terminal
akü akümülatör kutbu
bus terminal
otobüs terminali
city terminal
havaalanından başka bir yerdeki havayolu acentesi
connecting terminal
bağlantı ucu
data collection terminal
veri toplama uçbirimi Information Technology
data terminal
veri terminali
dial-up terminal
çevirmeli uçbirim Information Technology
dumb terminal
programlanmaz uçbirim Information Technology
freight terminal
yük terminali
hand terminal
el terminali Noun, Electronics
inquiry terminal
sorgulama terminali
intelligent terminal
gerçek bir mini bilgisayar şeklindeki terminal
intelligent terminal
çıktı ve iletişim kabiliyeti olan
intelligent terminal
programlanır uçbirim Information Technology
intelligent terminal
girdi
job oriented terminal
işe yönelik terminal
multiplex data terminal
çoklayıcı veri terminali
point of sale terminal
satış noktası terminali
portable terminal
el terminali
post terminal
tüccarın adresine yerleştirilmiş ve bankanın sistemine telefon hatlarıyla bağlanmış aygıt
primary terminal
ana istasyon
railway terminal
demiryolu son istasyonu
teletype terminal
teleks terminali
teller terminal
bir bilgisayar sisteminde para yatırılan ve çekilen birim
terminal (railroad) station
istasyon başı
terminal (railroad) station
son istasyon
terminal aerodrome
havaalanı
terminal aerodrome
uçuş yeri
terminal arbitration
taraflar arasında çıkacak uyuşmazlığı çözümlemek için son çare olarak hakeme başvurma
terminal arbitration
son çare olarak hakeme başvurma
terminal area
uçuş alanı
terminal bonus
yalnızca poliçe süresinin son yılında ödenen kâr payı
terminal building
hava terminali
terminal charges
(navlun) tevzi harcı
terminal contract
vadeli olarak döviz alım veya satımı
terminal cost
nihai maliyet
terminal costs
nihai maliyet
terminal course
son kurs
terminal date
vade
terminal design
hava terminali planı
terminal emulation
uçbirim öykünmesi Information Technology
terminal forecast
havaalanı hava tahmini
terminal illness
ölümle sonuçlanan hastalık Noun, Medicine
terminal job
terfi etme olanağı olmayan iş
terminal leave
terhisten önce verilen son izin
terminal leave pay
terhisten önceki son izin parası
terminal market
(Borsa , Br) alım ve satım işlemlerinin vadeli olarak yapıldığı piyasa
terminal market
(Br) alım ve satım işlemlerinin maddi olarak yapıldığı piyasa
terminal of the battery
batarya kutbu
terminal payment
son taksit ödemesi
terminal payment
(US) son taksit ödemesi
terminal post
akü akümülatör kutbu
terminal price
(Br) son teslimat fiyatı
terminal price
son teslimat fiyatı
terminal price
(Br) gelecek teslimatın ücreti
terminal property
zamanla sınırlı mülkiyet
terminal reserve
(sigorta) prim rezervi
terminal reserve
(yaşam sigortası) yıl sonu prim rezervi
terminal screw
kutup vidası Noun
terminal stage
son safha
terminal stage
son aşama
terminal value
son değer
terminal velocity
son hız
terminal ward
ölümcül hasta koğuşu
(insurance) terminal reserve
prim rezervi
(railroad) terminal station
son istasyon
air-cargo terminal facilities
hava kargo terminal tesisleri Noun
Delivered at Terminal (DAT)
Terminalde Teslim Noun, Commerce
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çoklayıcı veri terminali
multiplex data terminal
el terminali
portable terminal
hava meydanı terminali
airport terminal
hava terminali
terminal building
hava terminali
air terminal
işletim terminali
operating display
otobüs terminali
coach station
otobüs terminali
bus terminal
satış noktası terminali
point of sale terminal
sorgulama terminali
inquiry terminal
teleks terminali
teletype terminal
tren deposu gibi ticari kara taşımacılığı terminali
depot
veri terminali
data terminal
yük terminali
freight terminal
gerçek bir mini bilgisayar şeklindeki terminal
intelligent terminal
işe yönelik terminal
job oriented terminal
hava kargo terminal tesisleri
air-cargo terminal facilities Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Uçak, otobüs, ... bıraktığı yer
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.