the press

  1. matbuat
kalabalıkta zorla ilerlemek Verb
basın mensubu Noun, Media-Publishing
basını kendi siyasal fikirlerinin aracı olarak kullanmak Verb
baskıya hazır (olmamak) olmak Verb
basında bir şeyin reklamıni yapmak Verb
basından büyük destek görmek Verb
basılmak Verb
basın sansürü
son baskı olmak Verb
baskı provasını düzeltmek Verb
tashih provası Noun
basına gizli bilgi açıklamak Verb
baskı hatası Noun
basında sözü edilmek Verb
basın hürriyeti.
basın özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
basının içgüdüsel birliktelik duygusu
basının ağzını tıkamak Verb
basını susturmak Verb
basın tarafından abartılmış
baskı da
baskıda
basına sızdırmak Verb
basınla irtibat kurmak Verb
basın üyesi
basını susturmak Verb
basının susturulması
son haberler Noun
basın yoluyla ilan edilen bildiri
gazetecilik okumak Verb
basına beyanat vermek Verb
basına basın bülteni vermek Verb
basın temsilcisi
basın hürriyetinıkısıtlama
bir eserin basılmasına nezaret etmek Verb
s basının kesimleri Noun
basına tekzip göndermek Verb
basın beyanatı
basını subvansiyone etmek Verb
basına rüşvet vermek Verb
basını sübvansiyone etmek Verb
basına sansür koymak Verb
Basın özgürlüğünün topluma sağladığı faydalar Noun
yetkililer sonunda gerçekleri basına açıklamak dılar Noun
basın aracılığıyla
basına yazılı beyanat vermek Verb
basına yazılı bir beyanat vermek Verb
basına yazmak Verb
basın yazarı
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı Noun, Organizations
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Noun, Organizations
çalışmayı hızlandırmak Verb
bir işin çabuk bitirilmesi için üstelemek Verb
işin çabuk bitirilmesi için üstelemek Verb
marşa basmak Verb
acilen harekete geçilmesini talep etmek Verb
(şaraplık) üzümü çiğnemek.
bakanın bu konuyu basına açıklaması bekleniyor