açıktan (ödeme), elden (ödeme), kayıtdışı (ödeme)
Adverb
bir kimsenin işgal ettiği makamın saygınlığını bozmak
Verb
Ülke yönetimi ve toplumun ekonomik ve sosyal politikalarının yönetimi (NACE kodu: 84.1)
Noun, Trades-Professions
yoklamada cevap vermek
Verb
işinin başarısını temin etmek
Verb
birinin düşüncelerinin ardında sakladığı şey
takatinin/tahammülünün üstünde, hadden aşırı.
be at the end of one's rope: çaresiz kalmak, bıçak
kemiğe dayanmak, takati/tahammülü tükenmek.
hayatını tehlikeye atarak
hayatını tehlikeye atarak
avazı çıktığı kadar, avaz avaz.
yumruğunu masaya indirmek
Verb
isterse birinin olmak
Verb
babasının modeli olmak
Verb
ailenin yüzkarası olmak
Verb
sırf kendi tecrübelerine dayanarak, yardım görmeden.
kıl payı, kıtı kıtına, ancak, güçbela.
We had to run for the train, and caught it by the skin of our teeth.
çok ağır sorumluluk taşımak, ağır sorumluluk altında olmak.
(Br) valizini gümrükten çekmek
Verb
gerçeğe kulak tıkamak
Verb
tahammülün son haddine gelmek
Verb
karşılığını beklemeden iyilik etmek
Verb
Saçmalamayı kes!
Exclamation, Idioms
Zırvalamayı bırakır mısın!
Exclamation, Idioms
Saçmalama!
Exclamation, Idioms
Zırvalama!
Exclamation, Idioms
Kes tıraşı!
Exclamation, Idioms
Boş yapma!
Exclamation, Idioms
Bu tavırları bırak!
Exclamation, Idioms
Bana tavır yapma!
Exclamation, Idioms
Surat etmeyi keser misin?
Exclamation, Idioms
kalabalığı yararak ilerlemek
Verb
oğlunu avukat yetiştirmek
Verb
itip kakarak yol açmak
Verb
faaliyet alanını genişletmek
Verb
kalabalıkta zorla ilerlemek
Verb
bardağını ağzına kadar doldurmak
Verb
birisinin geçmiş kusurlarını yüzüne vurmak, kirli çamaşırlarını ortaya sermek.
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
Verb
birinin fikir silsilesini izlemek
Verb
menfaatlerine ket vurmak
Verb
(US) rakiplerini arkada bırakmak
Verb
halkı kendi tarafına çekmek
Verb
hayatının şokunu yemek
Verb
ne ödediyse karşılığını almak
Verb
birine bütün duygularını ifade etmek
Verb
davranışlarını inançlarına uydurmaya cesaret etmek
Verb
medeni cesareti olmak
Verb
kazanacağından emin olmak
Verb
hortlak görmüş gibi olmak
Verb
çoğunluğu kendi tarafına çekmek
Verb
Çok da uzak olmayan bir gelecekte
Adverb
Çok da uzak olmayan bir geçmişte
Adverb
devletin bölünmez bütünlüğü
Noun, Politics-Intl. Relations
devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü
Noun, Politics-Intl. Relations
bir başkasının menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
Verb
bir başkası menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
Verb
itip kakarak öne geçmek
Verb
otomobili ile gitmemek
Verb
otomobil ile gitmemek
Verb
köpeğinin yuları elinde olmak
Verb
gözü saatte olmak, (canı sıkıldığından) paydos saatinin bir an gelmesini beklemek, işin bitimini gözlemek.
He's a terrible clock -watcher: Tembelin biridir.
to be guilty of clock-watching: dalga geçmekten/havyar kesmekten suçlu olmak.
mücevherlerini banka kasasında saklamak
Verb
üyeliğini muhafaza etmek
Verb
durmadan ve sıkı çalışmak
Verb
haberi kimseye söylememek
Verb
kendi sınırlarını bilmek
Verb
şehir hrii avucunun içiymiş gibi tanımak
Verb
bavulunu vestiyere bırakmak
Verb
bagajını vestiyere bırakmak
Verb
değerli şeylerini bankaya emanet etmek
Verb
Bu tavırları bırak!
Exclamation, Idioms
Bana tavır yapma!
Exclamation, Idioms
Surat etmeyi keser misin?
Exclamation, Idioms
mallarının büyük bölümünü kaybetmek
Verb
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak
Verb
kır kesiminde yerleşmek
Verb
dünyada başarı kazanmak
Verb
zamanını iyi kullanmak
Verb
elinden geldiğince çabuk gitmek
Verb
olanaklarından azami fayda elde etmek
Verb
boylu boyunca yere serilmek
alacaklılarının taleplerini yerine getirmek
Verb
basın mensubu
Noun, Media-Publishing
henüz hayati tehlikeyi atlatmamış olmak
Verb, Idioms
tam toparlanamamak
Verb, Idioms
polise bir yere geldiğini bildirmek
Verb
vicdanının sesini dinlemek
Verb
suçun maddi unsurları
Noun, Criminal Law
tutkularının dizginlerini koyuvermek
Verb
masraflarda kendine düşen payı ödemek
Verb
(bilet) fiyat farkını ödemek
Verb
budalalığının cezasını ödemek
Verb
budalılığının cezasını ödemek
Verb
kirasının tümünü ödemek
Verb
mevkiinin görevlerini yapmak
Verb
çağının ruhunun temsilcisi olmak
Verb
parmağını kapıya sıkıştırmak
Verb
kıymetli eşyalarını bankaya koymak
Verb
yazışmaları dosyaya kaldırmak
Verb
birinin sağlığı ile oynamak
Verb
kafayı köşeden uzatmak
Verb
birinin ifadesinin doğruluğunu kanıtlamak
Verb
basiretini bağlamak, gözünü küllemek, gerçeği göremez hale getirmek.
kalabalıkta ite kaka ilerlemek
Verb
hiçbir şey gizlememek, herşeyi olduğu gibi (samimiyetle) açıklamak, gizlisi kapaklısı olmamak.
adını listeye koymak
Verb
başını duvara çarpmak
Verb
başıni duvara çarpmak
Verb
mesleğinin doruğuna çıkmak
Verb
tahttan feragat etmek
Verb
kaldığı yerden devam etmek
Verb
arabayı garaja geri geri sokmak
Verb
kafasını duvara çarpmak
Verb
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak
Verb
çocukların geleceğini temin etmek
Verb
öfke ile bırakıp gitmek/terketmek, kızıp ayrılmak, “lânet olsun” diye ilgisini kesmek.
omuz atarak kalabalığı yarmak
Verb
kapıda biletini göstermek
Verb
gözlerini gerçeğe kapamak
Verb
şebekeden akımı kesmek
Verb
kendisini her şeyden mahrum etmek
Verb
çehre, yüz ifadesi, dış görünüş.
karşılığını beklemeden iyilik etmek
Verb
her türlü tedbiri göz ardı etmek
Verb
dengeleri değiştirmek
Verb
kararda etkili olmak
Verb
durumu birinin lehine/aleyhine çevirmek
Verb
kaçınılmaz sona adım adım yaklaşmak
Verb, Idioms
acı sona çok yakın olmak
Verb, Idioms
bir ayağı çukurda olmak
Verb, Idioms
ölmek üzere olmak
Verb, Idioms
parmağı tetikte olmak ; tetiği çekmek ; eli tetikte ; hazırcevap ; kafası çabuk işler .
bir işin, girişimin sonucundan olumlu veya olumsuz etkilenecek olmak
Verb, Idioms
merdivenleri kullanmak
Verb
bir mülk üzerindeki haktan feragat etmek
Verb
kalabalık içinden kendine bir yol açmak
Verb
trafikte yol bulup ilerlemek
Verb
(savaş vb.) son bir gayretle, mezbuhane, can havliyle, canını dişine takarak, ric'at hattı kesilmiş olarak.
hükümetten istifasını geri almak
Verb