themselves

  1. Pronoun bizzat kendileri, kendilerini, kendilerine, kendilerinde.
    They are trying to educate themselves. They
    hurt themselves. They built the house themselves.
kendi aralarında Adverb
kendi kendilerine, yalnız, kendi başlarına.
aralarından seçmek Verb
kendi aralarından Adverb
Allah çalışana yardım eder.
kendileri tehlikeli olan mallar Noun
tek olarak, yalnız başına.
These little things aren't important in themselves , but they worry him because he's ill.
(haberler) birbirini izlemek Verb
Küçük israflardan kaçınılırsa büyük tutum sağlanır.
kendilerini iyi hissetmiyorlar, kendilerinde değiller.
kendilerini iyi hissetmiyorlar, kendilerinde değiller.
ayılınca, akılları başlarına gelince, kendilerine gelince.
When they came to themselves they found
their money had been stolen.
dava konusu olabilecek hakaret eden sözler Noun
dava konusu olabilecek hakaret dolu sözler Noun
birlikte bir kurul oluşturmak Verb
(birilerini) kendi haline bırakmak, işlerine karışmamak.
uymak, uygun/elverişli olmak, yakışmak, yaraşmak.
a topic that lends itself admirably to class discussion.
zihninde iz bırakmak Verb
kafilenin geçtiği yol boyunca dizilmek Verb