thief

  1. arakçı (argo)
  2. Noun hırsız.
    Set a thief to catch a thief: Dinsizin hakkından imansız gelir/ çivi çiviyi söker.
    There
    is honor amongst the thieves: İt iti ısırmaz/ Hırsız hırsızı korur/ Hırsızlığın da bir şerefi vardır.
bir hırsızı tutuklamak Verb
bir hırsızın izini bulamamak Verb
bir hırsızı yakalamak Verb
bir hırsızı ele geçirmek Verb
bir hırsızın ele geçirilmesi
kilise hırsızı
sabıkalı hırsız
bir hırsızın bulunması
şüphe altındaki bir hırsızı izlemek Verb
bir hırsızın maskesini düşürmek Verb
otomobil hırsızı
bir hırsızı korkutmak Verb
hırsızı korkutmak Verb
dükkân hırsızı
küçük hırsız
ufak tefek şeyler aşıran hırsız
kapkaççı
açık pencere veya kapıdan giren hırsız.
bir hırsızı tutuklamak Verb
bir hırsızı yakalamak Verb
hırsızlığa karşı alarm
bir hırsızı kamyonete tıkmak Verb
görünmeden sessizce
hırsızı altı ay hapse mahkûm etmek Verb
bir hırsızı altı ay hapse mahkûm etmek Verb
kediye peynir tulumu emanet etmek Verb
(polis) hırsızı alıp götürmek Verb