varmak

Turkish-English Translation

  1. extend
  2. gain
  3. Verb to arrive
  4. Verb to attain
  5. Verb to come at
  6. Verb to draw into the station
  7. Verb to fetch up
  8. Verb, Transport to get in
  9. Verb to hit
  10. Verb to arrive at
  11. Verb to get to
  12. Verb to get as far as
  13. Verb (for a woman) to marry a man
  14. Verb to appear
  15. Verb to blow in
  16. Verb to come
  17. Verb to come along
  18. Verb to come in
  19. Verb to gain
  20. Verb to lead to
  21. Verb to make
  22. Verb to make it
  23. Verb to reach
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(enflasyon) gelecek yıl 8-10 %'lik düzeye varmak
to reach an 8-10 % plateau next year Verb
(mahkeme , jüri heyeti) bir karara varmak
to arrive at a verdict Verb
acele bir sonuca varmak
to talk a fast trade Verb
ağız kulaklarına varmak
to be extremely pleased Verb
alacaklılarıyla anlaşmaya varmak
to make an arrangement with one's creditors Verb
alacaklılarıyla anlaşmaya varmak
to come to an arrangement with one's creditors Verb
alacaklılarıyla anlaşmaya varmak
to come to terms with one's creditors Verb
alacaklılarla uzlaşmaya varmak
to make a composition with one's creditors Verb
amaca varmak
to attain one's object Verb
amacına insanları idare ederek varmak
to attain one's end by diplomacy Verb
aniden farkına varmak
to click Verb
anlaşmaya varmak
to come to terms with sb Verb
anlaşmaya varmak
to come to terms Verb
anlaşmaya varmak
to close a deal Verb
anlaşmaya varmak
to get clear Verb
anlaşmaya varmak
to reach an agreement Verb
anlaşmaya varmak
to close Verb
ayırdına varmak
to make out Verb
ayırdına varmak
to register Verb
ayırdına varmak
to notice Verb
ayırdına varmak
to distinguish Verb
belli bir aşamaya varmak
to reach a certain stage Verb
bilincine varmak
to comprehend Verb
bir anlaşmaya varmak
to reach an understanding Verb
bir anlaşmaya varmak
to reach a settlement Verb
bir anlaşmaya varmak
to come to an agreement Verb
bir anlaşmaya varmak
to arrive at an agreement Verb
bir anlaşmaya varmak
to come to an understanding Verb
bir anlaşmaya varmak
to come to an arrangement Verb
bir dava konusunda mahkeme dışında anlaşmaya varmak
to arrange a case out of court Verb
bir hakkın varlığı konusunda mutabakata varmak
to agree to a right Verb
bir karara varmak
to arrive at a decision Verb
bir karara varmak
to reach a decision Verb
bir karara varmak
to come to a determination Verb
bir karara varmak
to come to a verdict Verb
bir karara varmak
to conclude Verb
bir karara varmak
to come to a decision Verb
bir kimsenin üzerine varmak
to bombard Verb
bir konuda biriyle uzlaşmaya varmak
to enter into a composition with someone over sth Verb
bir neticeye varmak
to conclude Verb
bir şey hakkında anlaşmaya varmak
to reach agreement on sth Verb
bir şey hakkında anlaşmaya varmak
to reach an agreement on sth Verb
bir şeyin farkına varmak
to take cognizance of sth Verb
bir sonuca varmak
to reach a conclusion Verb
bir sonuca varmak
to arrive at a conclusion Verb
bir sonuca varmak
to come to a conclusion Verb
bir sözleşmenin temel ilkeleri üzerinde anlaşmaya varmak
to cut a deal Verb
bir strateji üzerinde uzlaşmaya varmak
to agree a strategy Verb
bir uzlaşmaya varmak
to reach a settlement Verb
bir yere varmak
to blow into something Verb
biri hakkında bir görüşe varmak
to form a view on sb Verb
biriyle anlaşmaya varmak
to arrive at an agreement with sb Verb
biriyle anlaşmaya varmak
to come to an understanding with sb Verb
biriyle anlaşmaya varmak
to arrive at an understanding with sb Verb
biriyle bir anlaşmaya varmak
to arrange a settlement with sb Verb
biriyle bir anlaşmaya varmak
to come to an explanation with sb Verb
biriyle bir konuda anlaşmaya varmak
to agree with someone on something Verb
biriyle bir konuda uzlaşmaya varmak
to agree with someone on something Verb
birşeyin ayırdına varmak
to be struck by something Verb
birşeyin farkına varmak
to become conscious of something Verb
birşeyin zevkine varmak
to indulge in something Verb
bölümün sonuna varmak
to reach the end of the chapter Verb
davacıyla bir anlaşmaya varmak
to stipulate with the plaintiff Verb
doruğa varmak
to culminate Verb
doruğa varmak
to win the summit Verb
dorupa varmak
to top Verb
dostça anlaşmaya varmak
to arrange amicably Verb
düşünerek bir sonuca varmak
to figure out (at) Verb
elde yeterli neden olmadan karara varmak
to decide on inadequate grounds Verb
en son noktasına varmak
to be in full swing Verb
en üst noktasına varmak
to come to a climax Verb
farkına varmak
to notice Verb
farkına varmak
to discover Verb
farkına varmak
to know Verb
farkına varmak
to see Verb
farkına varmak
to register Verb
farkına varmak
to feel Verb
farkına varmak
to realise Verb
farkına varmak
to note Verb
farkına varmak
to become aware of Verb
farkına varmak
to take notice of sth Verb
fikir birliğine varmak
to come round Verb
fikir birliğine varmak
to reach consensus Verb
fikir birliğine varmak
to come around Verb
görüş birliğine varmak
to see eye to eye Verb
görüş birliğine varmak
to reach consensus Verb
hedefine varmak
to work one's will Verb
hükme varmak
to reach a verdict Verb, Law
iki taraf arasında bir uzlaşmaya varmak
to effect a settlement between two parties Verb
iznin tadına varmak
to appreciate a holiday Verb
izninin her dakikasının zevkine varmak
to enjoy every minute of one's holiday Verb
karara varmak
to arrive at a decision Verb
karara varmak
to render a decision Verb
karara varmak
to come to a determination Verb
karara varmak
to reach a verdict Verb, Law
kesin bir sonuca varmak
to come to a head Verb
kesin olmayan bir sonuca varmak
to come to a tentative conclusion Verb
kısa yoldan varmak
to short circuit Verb
kıyıya varmak
to win to the shore Verb
kocaya varmak
to husband Verb
kocaya varmak
(woman) to marry Verb
korkunç boyutlara varmak
to lose all sense of proportion Verb
kötü bir noktaya varmak
to come to something Verb
kritik bir noktaya varmak
to come to a head Verb
limana sağ salim varmak
to reach port safely Verb
limana sağ salim varmak
to reach a port safely Verb
limana varmak
to fetch the harbour Verb
limana varmak
to reach port Verb
mutabakata varmak
to agree Verb
mutabakata varmak
to come to an agreement Verb
oybirliğine varmak
to reach unanimity Verb
para konusunda anlaşmaya varmak
to negotiate Verb
rüştüne varmak
to reach one's majority Verb
son haddine varmak
to come to a pinch Verb
sonuca varmak
to arrive at a conclusion Verb
sonuca varmak
to draw a conclusion Verb
sonuca varmak
to reason Verb
sonuca varmak
to make Verb, Arithmetics
sonuçlara varmak
to draw conclusions Verb
sonucuna varmak
to come to the conclusion that Verb
sonucuna varmak
to reason that Verb
tadına varmak
to enjoy something to the full Verb
tadına varmak
to appreciate fully the beauty of sth Verb
tam bir anlaşmaya varmak
to come to a definite understanding Verb
tüm faktörleri değerlendirmeden yargıya varmak
jump to conclusions Verb, Idioms
tüme varmak
to induce Verb
uzlaşmaya varmak
to reach an agreement Verb
uzlaşmaya varmak
to effect a composition Verb
uzlaşmaya varmak
to reach consensus Verb
uzlaşmaya varmak
to come to an accomodation Verb
varacağı yere varmak
to gain one's destination Verb
varacağı yere varmak
to reach its destination Verb
yandan geçip arkasına varmak
to outflank Verb
yargısına varmak
to reason that Verb
yargıya varmak
to reason Verb
yaş haddine varmak
to attain the age limit Verb
yazı ile anlaşmaya varmak
to stipulate in writing Verb
yazılı olarak bir şey hakkında mutabakata varmak
to agree on something in writing Verb
yazılı olarak bir şey hakkında mutabakata varmak
to agree upon something in writing Verb
yeniden varmak
to regain Verb
yolculuğunun sonuna varmak
to reach one's journey's end Verb
zamanında varmak
to arrive on time Verb
zengin birine varmak
to marry a fortune Verb
zevkine varmak
to indulge Verb
bir anlaşmaya varmak için müzakerelerde bulunmak
to carry on negotiations for a settlement Verb
bir konunun köküne varmak (aslını anlamak
to get to the core of a subject Verb
bir sonuca varmak için başvurulan araçlar
machinery
bir sonuca varmak için müzakerelere devam etmek
to carry on negotiations for a settlement Verb
birinin nereye varmak istediğini kestirememek
to not know what someone is driving at Verb
ikbal avcısı (amacına varmak için her yolu doğru sayan kişi
careerist
söylediklerinle nereye varmak istiyorsun ?
what are you driving at
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ulaşmak, vâsıl olmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.