zero

  1. Noun sıfır, 0 rakamı.
  2. Noun (ölçek üzerinde) başlangıç (noktası).
    It was 8 below zero last night.
  3. Noun, Mathematics + ve - sayıları ayıran nokta.
  4. Noun hiç, hiçlik, yokluk.
  5. Noun en küçük değer/derece, en aşağı nokta.
  6. Noun bir ses veya biçim birimin bulunması gerekirken bulunmaması.
    zero-morpheme: sıfır-biçim-birim.
  7. Transitive Verb sıfırlamak, bir ölçü aletinin başlangıç (sıfır) noktasını ayarlamak, sıfır ayarı yapmak.
  8. Adjective sıfır (değerli), değeri sıfır olan.
    A zero population growth.
  9. Adjective, Grammar değişmez, şekil değiştirmeyen.
    A zero plural.
  10. Adjective, Meteorology (a) düşey görüş uzaklığı 15 m.'den az olan, (b) yatay görüş uzaklığı 50 m.'den az olan.
sıfıra yakın Adjective, Mathematics
mutlak sıfır, devinimleriyle ısı üreten zerreciklerin tamamen devinimsiz kalacakları sıcaklık (bu sıcaklık -273°C dir).
mutlak sıfır Noun, Chemistry
sıfıra yaklaşmak Verb
sıfır inmek Verb
sıfıra inmek Verb
(uçak) 300 metreden alçakta uçmak Verb
patlama merkezi: nükleer bombanın patladığı noktadan geçen düşeyin yeryüzünü kestiği nokta. Noun
öndeki sıfır Information Technology
değerini sıfıra indirmek Verb
sıfıra indirgeme
sıfır irtifa
sıfır yükseklik
sıfır tabanlı bütçeleme
sıfır temelli (bir tahvili satın alırken ona ödenen yüksek primin elde edilen faizi sıfırlaması
ama temettü vermeyen tahvil
(US) hatırı sayılır bir iskonto yüzdesi ile ihraç edilmiş
yatırımcı
tahvilin vadesi geldiğinde bir sermaye kazancı elde eder
ülkenin kişi başına düşen gelirinin kayda değer bir artış göstermemesi durumu
sıfır yerçekimi, (yörüngesinde hareket eden bir cisim vb. üzerinde) görünürde yerçekimi etkisinin sıfır olması. Noun
sıfır gelişme
başlangıç, birşeyin vukubulduğu zaman.
hücum saati, askerî harekâtın başlama saati. Noun, Military
(a) başlama saati: herhangi bir işin/olayın başladığı/başlayacağı saat, (b) karar saati, kritik an. Noun
hedefin tam ortasına nişan almak.
(a) ateşi menzilin/hedefin tam ortasına yöneltmek/ tevcih etmek, (b) (problem çözerken vb. dikkati/düşünceyi)
bir noktada toplamak/teksif etmek/ yoğunlaştırmak
birine nişan almak Verb
yapı sanayiine başlamak Verb
aynı satırda satırbaşı Information Technology
her iki tarafın da bazı tip silahları kesinlikle bulundurmaması şartını ileri süren silahsızlanma teklifi
her satırdaki bir önceki bakiyeyi doğru kontrol eden mekanik bir kayıt yöntemi
katma değer vergisiz
sıfır risk Noun
bir sayının solundaki önemsiz sıfırların silinmesi
kitap üzerinden katma değer vergisi alınmıyor
stratejik silah olarak bir işe yaramamak Verb
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak Verb
şu ana kadar hiç kâr getirmemiş olmak Verb
bugüne kadar hiç kâr yapmamış olmak Verb
sıfır kâr bırakmak Verb
beş yıldan sonra sıfıra inen vergi