çiroz
(Harpadon nehereus): Asyada nehir ağızlarında ve haliçlerde yaşayan ve Hindistanda kurutularak
yenen balık.
bummalo ile ayni anlama gelir.
İsim
çiroz.
(sporda) ilk sayıyı yapmak,
k.d. şeytanın bacağını kırmak.
köpüklü burgondi ve şampanya karışımı. İsim
başarısız/mahvolmuş kimse. İsim
çığırtkan
başkasını tuzağa düşürmek için kullanılan adam
dalgıç ördek:
Aythyinae familyasından suya dalarak avlanan ördek türü. eider, scaup, scoter,
canvasback
ördek
(Anatidae Anas).
ferruginous duck: pasbaş, akgözlü ördek, kırmızı patka.
marbled
duck: dar gagalı ördek.
pintail duck: kılkuyruk
(Anas acuta).
scaup duck: karabaş ördek/patka.
sheld-duck: hanım ördeği, suna, kuşaklı ördek.
shoveler duck: kaşıkçın
(Spatula clypeata).
tufted duck: tepeli/zülüflü patka, sazlık balıkçıl ördeği.
white-headed duck: akbaş ördek.
İsim, Zooloji
dişi ördek. drake. İsim
ördek eti. İsim

duckie, ducky ile ayni anlama gelir. sevgili, aziz, nonoş, tonton:
She's a sweet old duck.

A perfect duck: Çok sevimli/canayakın kimse.
Yes duck, yes duckie: Evet nonoşum.
He is a duck: Pek sevimlidir/tontondur.
a duck of a hat: çok şık/cici bir şapka.
İsim
garip/acayip fakat zararsız kimse.
He's a queer old duck. İsim
(suya) dal(dır)mak, bat(ır)mak.
He ducked his head in the stream to get cool. Fiil
başını çabucak eğip kaldırmak. Fiil
bir darbeden sakınmak, (tehlikeyi) atlatmak/savuşturmak, (bir işten) kaçınmak, sinmek, saklanmak.
He
saw a policeman coming and ducked behind a car.
to duck an embarrassing question: cansıkıcı bir soruyu atlatmak/geçiştirmek (cevap vermemek).
He is always ducking his responsibilities: Daima sorumluluktan kaçınır.
Fiil
suya dal(dır)ma, bat(ır)ma. İsim
başını eğip kaldırma. İsim
(bir darbede vb.) sakınma, (tehlikeyi) atlatma, savuşturma, sinme, saklanma, (işten vb.) kaçınma. İsim
çadır bezi, branda bezi. İsim
(İkinci Dünya Savaşında) hem karada hem suda yürüyen askerî kamyon. İsim
ördek İsim, Zooloji
branda bezi İsim, Tekstil Sanayii
bir davayı engellemek Fiil
Eğil ve Siper Al Özel Isim, Sinema
taş sektirme, suda taş kaydırma oyunu.
make/play ducks and drakes: har vurup harman savurmak,
hesapsız para harcamak, keyfine harcamak/israf etmek.
(mobilyada) ördek ayağı.
kaydırak oyunu.
sıvışmak, tüymek, kaçmak.
ördek vebası: virüslerin sebep olduğu öldürücü ördek hastalığı. İsim
(yapılması) çok kolay iş.
asıl meseleyi örtbas etmeye çalışmak, asıl konuya girmekten kaçınmak, meseleyi uyutmak/oyalamak/hasır
altı etmek.
Congress ducked the issue.
yağ satarım, bal satarım İsim
kısa bacaklar. İsim
sıfır, puansız.
kuzey ördeği
(Somateria mollisima): kuzey yarımküresine mahsus iri bir cins ördek. Dişisinin göğüs
tüylerinden yorgan vb. yapılır.
İsim
merganser İsim
boz ördek
(Anas stepara, Ana acuta). İsim
alaca ördek
(Historionicus historionicus): Kuzey denizlerine özgü, erkeğinin tüyleri alacalı bir tür ördek.
henüz çok küçükken, küçüklüktenberi, boyu bir karış iken.
I've kown Mary ever since she was knee high
to a duck: Mary'yi ta çocukluğundan beri tanırım.
Labrador ördeği
(Camptorhynchus labradorius): soyu hemen hemen tükenmiş siyah-beyaz tüylü K. Amerika köpeği.
(a)
ABD yeni dönemde seçilmemiş fakat kısa bir süre daha çalışan senato/kongre üyesi. (b) zavallı/biçare
kimse, (c) borçlarını ödemeyen borsa simsarı, (d) sakat/geri kalan gemi.
seçim dönemi sona yaklaşmış ve yeniden seçilmemiş senato/kongre üyesi. İsim
sakat/kötürüm kimse. İsim
borsada borçlarını ödemeyen kimse. İsim
etkisiz, tesirsiz, sonuç vermeyen, faydasız.
Çin ördeği
(Aix galericulata): tepeli/ibikli ördek.
tepeli ördek
(Cairina moschata): tropikal Amerikada bulunan ve geniş ölçüde evcilleştirilen tepelikli iri yaban ördeği.
tepeli ördek
(Cairina moschata): tropikal Amerikada bulunan ve geniş ölçüde evcilleştirilen tepelikli iri yaban ördeği.
(a) Muscovy duck, (b) misk ördeği
(Biziura lobata): Avustralyada yaşar. Kuluçka zamanında misk gibi kokar.
dalıcı ördek.
kızıl ördek
(Oxyura jamaicensis rubida).
savunmasız/koruyucusuz kimse/şey, kolay hedef.
kolay vurulan hedef, savunmasız/zavallı kimse.
seve seve işe girişmek, kolay/çabuk öğrenmek/alışmak.
take to physics like a duck to water: fizikten
hoşlanmak, fiziği kolay bulmak. 16
That's like pouring water on a duck's back: Bu çok kolay iş/bundan kolay ne var!
bir şeye can atmak Fiil
sazlık balıkçıl ördeği
(Nyroca fuligula).
orman ördeği
(Aix sponsa): K. Amerikada yaşar; siyah, kestane rengi, yeşil, mor ve beyaz tüylü,
tepeliklidir; ağaçlarda yuva yapar.