İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

end-

endo- Ön Ek

end-

“iç, içinde”.
ör.: endocardial. Ön Ek

(railroad) end carriage

son vagon

abnormal end

olağandışı son Bilgi Teknolojileri

reklamın hedefi

muylu

sonun başlangıçı

biyel yatağı

acı/feci/hoşa gitmeyen sonuç, zahmetli/sıkıntılı bir işin sonu.
to the bitter end: (zahmetli/sıkıntılı/zor

bir işin) sonuna kadar, feci akibeti bekleyerek.
They knew the war would be lost, but the men fought to the bitter end : Savaşın kaybedileceğini biliyorlardı, fakat sonuna kadar savaştılar.

İsim

bitter end

kablo veya zincirin ucu. İsim, Denizcilik

book end

kitap desteği/dayanağı, kitapların devrilmemesi için iki uca konulan destek. İsim

bring an end to ...

...'e son vermek Fiil

business end

(aletin/silahın vb.) iş gören ucu.
the business end of a revolver/of a screwdriver. İsim

candle end

kırık dökük

candle end

pılı pırtı

cigarette end

izmarit

closed end closed end credit

genellikle taksitle olan bu kredi türünde müşteri ile banka arasında yapılan anlaşmada ödenecek meblağın tümü

closed end closed end credit

taksit sayısı ve her taksidin tarihi yazılıdır

closed end fund

(US) hisseleri menkul değerler borsasında veya borsada kota edilmemiş ve dolayısıyla piyasada işlem görmeyen

kâğıtların alım satımını yapanlarca yönet

collide end on (ship)

(gemi) başbaşa çarpışmak Fiil

kapanmak Fiil

tamam olmak Fiil

dolmak Fiil

neticelenmek Fiil

nihayet bulmak Fiil

bağlantı ucu

çıkmaz sokak. İsim

ucu (kör tapa ile) tıkalı boru. İsim

dead end

çıkmaz, içinden çıkılması/çözümü imkânsız durum/sorun.
We've come to a dead end in our effort to reach agreement. İsim

dead end job

çıkış yolu olmayan durum

draw to an end

bitmek Fiil

draw to an end

sona ermek Fiil

East End

Doğu Londra: Londranın fakir ve kalabalık bölgesi. İsim

end

son, nihayet.
the end of the road: yolun sonu.
from the beginning to end: baştanbaşa, başından

sonuna kadar.
bring to an end: son vermek, sona erdirmek.
The end justifies the means: Gaye vasıtayı meşru kılar.

İsim

end

uç, sınır.
Every stick has 2 ends. Those trees mark the end of their property.
the ends of

the earth: dünyanın bir ucu, cehennemin dibi.
from end to end: baştanbaşa, bir uçtan bir uca.
begin at the wrong end: tersinden başlamak.

İsim

end

(zaman) son, bitim, hitam.
the end of the year/of his life.
by the end of the day: günün

sonunda.
the end of time: kıyamet günü.

İsim

end

amaç, erek, gaye, niyet, maksat, meram.
He wants to buy a house and is saving money to/for this end.

to the end that: gayesiyle.

İsim

end

sonuç, netice, akibet, encam.
It is hard to tell what the end will be.
to come to a bad end:

kötü bir sonuca varmak, akibeti kötü olmak.
And that's an end of it! Vesselam! İşte bu kadar!

İsim

end

ölüm, yokolma, mahvolma, fena bulma.
He met his end in the accident: Kazada öldü.
His end was

peaceful: Huzur içinde öldü.

İsim

end

ölüm sebebi. İsim

end

artık, parça kalıntı.
cigarette ends: sigara izmaritleri.
ends and trimmings: parça ve kırpıntılar. İsim

end

(iş, ticaret, bazı oyunlar vb.) kısım, bölüm.
My partner looks after the advertising end. Our team

was beaten in the last end.

İsim

end

uç, dış: dizinin uçlarında yer alan oyuncular.
change ends: haftaymda alanda yer değiştirmek. İsim

end

en uzak yer, öbür uç.
The police will hunt the murderer to the ends of the earth. İsim

end

(a) sabrı taşıran şey, (b) en üstün nitelik. İsim

end

bit(ir)mek, son vermek/bulmak, sona/nihayete er(dir)mek, hitam vermek/bulmak.
The war ended in 1945.

He ended his letter with good wishes to the family. Let's end this fight.
end in a point: sivri bir uçla son bulmak.

Fiil

end

öl(dür)mek, imha etmek, ortadan kaldırmak/kalkmak, mahvolmak. Fiil

end

tamamla(n)mak. Fiil

end

(başkalarını) geçmek/geride bırakmak, üstün olmak.
It was a holiday to end all holidays: Bir daha

böyle bir bayram görmedik (Bütün bayramlardan üstün bir bayramdı).

Fiil

end

ambarlamak, (hububatı/samanı) ambara koymak. Fiil

end abutment

köprübaşı payandası İsim

end aisle display

geçit sonu teşhiri (bir süpermarkette olduğu gibi , raf koridorlarının bitiminde kitle halinde mal teşhiri

end around

bir nevi futbol oyunu. İsim

end bulb

duyma sinirinin ucu. İsim

end carriage

(demiryolu) son vagon

end cleared zone

(havaalanı) temizlenmiş bölge

end consumer

son tüketici

end consumer

nihai tüketici

end corpuscle

duyma sinirinin ucu. İsim

end corrections

(istatistik) uç düzeltmeler (maksimum ve minimum düzeltmeler İsim

end date

bitirme tarihi İsim

end date

bitiş tarihi İsim

end even

(basım) son sayfayı tam doldurmak Fiil

end for end

uçları ters çevrilmiş.

end in a draw

berabere bitmek Fiil

end in a failure

fiyasko ile sonuçlanmak Fiil

end in failure

başarısızlıkla sonuçlanmak Fiil

end in itself

başlıbaşına amaç oluşturma

end item

nihai ürün

End key

Son tuşu Bilgi Teknolojileri

end line

(futbol, basketbol) saha sınırı, sınır çizgisi. İsim

end man

dizinin/sıranın sonunda bulunan adam. İsim

end man

seyyar şarkıcı grubunun güldürücüsü/komedyeni İsim

end mark

işaret etmek için kullanılan göstergedir

end mark

son işareti

end mark

bir veri biriminin veya bir bilgisayar kelimesinin sonunu göstermek Fiil

end matter

kitabın asıl metninden sonra gelen ilâveler (kaynakça, bulduru, dizin, ekler vb.). front matter

back matter

yedek akçe

satır sonu

bir dönemin sonu

iş bitiş (iş sonu) kartı

mevsim sonu satışı

seri sonu

toplantının sonu

savaşın sonu

yıl sonu İsim

vasiyetname sonu

ay sonu rakamları İsim

end on

(a) uç uca, kafa kafaya, baş başa, karşı karşıya, burun buruna.
meet end on: burun buruna çarpışmak.

The two train hit each other end on. (b) kirişleme.
stand/set end on: kirişlemesine koymak.

end on the gallows

asılmak Fiil

end one's career

mesleğini bırakmak Fiil

end one's ds

ömrünün sonuna gelmek Fiil

end one's quarrel

kavgasına son vermek Fiil

end one's speech

konuşmasını bitirmek Fiil

end organ

sinir ucu: duygu/hareket sinirlerinin uçları ve bunlarla işbirliği halinde duygu/hareket sağlayan organ. İsim

end paper (book binding)

iç kapak kâğıdı

end plate screw

kapak vidası İsim

end platform

hatbaşı peronu

end point

dönüm noktası: oylumsal çözümlemede ayarlı derişimdeki tepkenle, belirlenmek istenenin eşdeğer olduğu

ve kullanılan belirtecin renk değiştirdiği eşdeğerlik noktası.

İsim

end product

son ürün/mahsul, mamul madde, üretim sonunda elde edilen madde. İsim

end rate

son fiyat (en yüksek oranda iskonto uygulanmış reklam yeri ya da zamanı

end rhyme

uyak, kafiye: mısra sonlarının ses uyumu. İsim

end run

(futbolda) top kaçırma, topu karşı oyuncudan kaçırıp yandan ilerleme. İsim

end run

muhalefeti/formaliteyi atlatma, kestirmeden sonuca varma. İsim

end sleeve (cable)

kablo çarığı

end sweep

(futbolda) top kaçırma, topu karşı oyuncudan kaçırıp yandan ilerleme. İsim

end sweep

muhalefeti/formaliteyi atlatma, kestirmeden sonuca varma. İsim

end table

sehpa: sandalye/kanape yanına konulan küçük masa. İsim

End Time

Ahir zaman Özel Isim, Din ve İnanç

end tipper

arkaya devirme tertibatlı kamyon

end to end

uç uca, sıra ile.
We can provide seats for 8 people if we place these 2 tables end to end.
from

end to end : bir uçtan bir uca.

end up

en sonunda … olmak, bitirmek, son vermek, sonu … olmak.
He ended up by saying … : Sonunda … dedi.

Many of their friends have ended up in prison for terrorist activities: Yıldırma eylemlerine katılan arkadaşlarının çoğu sonunda hapsi boyladı.

end up a loser

zararlı çıkmak Fiil

end up doing something

sonunda birşey yapmak Fiil

end up in

düşmek Fiil

end up in prison

hapsi boylamak Fiil

end up like someone

sonunda biriyle aynı duruma düşmek Fiil

end up like someone

sonunda birine benzemek Fiil

end user

nihai kullanıcı

end user

nihai tüketici

end user

son kullanıcı İsim, Reklamcılık

end zone

alan ucu, futbol alanının iki ucu. İsim

fag end

son, akibet.
The fag end of the day. İsim

fag end

izmarit, sigara ucu. İsim

fag end

artık, kalıntı, kumaş parçası. İsim

günlerce Zarf

saatlerce Zarf

aylarca Zarf

haftalarca Zarf

from beginning to end

baştan aşağı Zarf

from end to end

baştan başa

from start to end

başından sonuna kadar Zarf

from start to end

baştan aşağı Zarf

from start to end

baştan sona Zarf

front end

ön uç Bilgi Teknolojileri

front- end

süpermarkette yazar kasaların bulunduğu bölüm

front- end

(US) bir şirketin (imalatla ilgili değil de) pazarlama ile ilgili yüzü

front- end

otobüs ve benzeri taşıtların ön camları altındaki reklam yerleri İsim

front- end

(US) bir projeyi başlatmak için paranın önceden ödenmesi

front end fee

yönetim komisyonu

front end load

bir işlemle ilgili çıkarları başlangıç aşamasında dağıtmak Fiil

gable end

bir yapının sonundaki ilan yeri

gable end

kalkan duvarı

have trouble without end

başını büyük belaya sokmak Fiil

have trouble without end

sonsuz belada olmak Fiil

head end

kablolu televizyonun anten ucu

high end

üst uç Bilgi Teknolojileri

high- end

piyasanın üst tabakası için üretilen ve bundan ötürü de çok pahalı olan Sıfat, Ekonomi

high- end

normal olarak

Lands End

Karanın sonu: İngilterenin GB ucu. İsim

latter end

ölüm, zeval, son.

loose end

sarkan uç, bağlanmamış/kullanılmamış parça.
There's a loose end hanging from the hem. İsim

loose end

yarım kalmış/tamamlanmamış işler, henüz bir karara bağlanmamış ayrıntılar, çözülmemiş/halledilmemiş/izah

edilmemiş/müphem hususlar.
We've finished the main job, but there are still a few loose ends to tie up. There are too many loose ends in this case.

İsim

low end

alt uç Bilgi Teknolojileri

move towards its end

sonuna yaklaşmak Fiil

on end

(a) (zaman) sürekli/devamlı olarak, üstüste, biteviye, sonsuz.
ten days straight/right on end:

üstüste on gün.
He sat there for hours on end. (b) ardarda, birbiri ardınca, pek çok.
It snowed for days on end. (c) dik (durumda) dikine.
We had to stand the table on end to get through the door.

open end

açık son (radyo ya da televizyon programının tarihi önceden saptanmamış bitişi

open- end agreement

(memur tazminatı) vadesi belirsiz tazminat sözleşmesi

open- end bonds

(US) ipotekli borç senedi

open- end contract

vadesi tespit edilmemiş teslimat sözleşmesi

open- end credit

birçok kez kullanılabilecek kredi

open end fund

fon açık uçlu fon