(Br) yolda kalan otomobillere koşan tamir ekibi
zincire vurulmuş (olarak çalışan) mahkûmlar.
İsim
sürü, güruh.
A gang of swimmers appeared at the dock.
grup, topluluk.
Let's have the gang over for coffee after the show: Temsilden sonra toplanıp kahve içelim.
(işçi) takım, ekip, tayfa.
a gang of laborers. Two gangs of workmen were repairing the road.
çete, avene.
a gang of thieves. the whole gang: tekmil avene, bütün çete, arabozucular.
gangs of terrorists: tedhişçi/terörist çeteleri.
(alet) takım.
a gang of drills.
birleşmek, grup/çete teşkil etmek, gruplaşmak, bir araya toplanmak.
topluca/çete halinde saldırmak/hücum etmek.
gang: maden cevheri ile birlikte çıkan taş-toprak, değersiz yığıntı.
İsim
(argo) sıra ile ırza tecavüz
olta takımı, 2-3 çengelli olta.
İsim
yol kesen haydutların yaptığı hırsızlık
çoklu hızar/testere.
gang sawyer: hızarcı.
İsim
(belirli bir maksat uğrunda) birleşmek, işbirliği/sözbirliği yapmak, ortaklaşa/birlikte davranmak.
The merchants ganged up to raise prices.
Geçişsiz Fiil
(birlikte) direnmek, karşı gelmek, baskı yapmak.
The class ganged up against the teacher.
Geçişsiz Fiil
birlikte/topluca üzerine saldırmak/çullanmak/hücum etmek.
They ganged up on him and beat him up.
bir çetenin izini bulmak
Fiil
örgütün yaşlı ve tutucu üyeleri
İsim
bahriyeye zorla asker toplama bölüğü.
(a) yol işçileri, yol inşa/tamir ekibi, (b)
(ABD) yol tamirinde kullanılan mahpuslar.
bir çete soygununa karışmak
Fiil