bir sırrı birdenbire açıklamak, başkalarının sırrını bulup meydana çıkarmak.
bir sırrı ortaya çıkarmak
Fiil
birşey üzerindeki sis perdesini aralamak
Fiil
bir sırrı açığa vurmak
Fiil
(a) tepesi atmak, zıvanadan çıkmak, sabrı tükenmek, (öfkeden) deliye dönmek, (b) delirmek, aklını kaçırmak.
bir kutunun kapağını kapatmak
Fiil
serbest ve bozucu hareketlere yol vermemek
Fiil
fiyatların yükselmesini önlemek
Fiil
duruma hâkim olmak, dizginleri elinde tutmak, serbest ve bozucu hareketlere meydan vermemek.
kapak.
the lid of a box.
snap lid: yaylı kapak.
tohum/meyve kapağı, tohum zarfı kapağı.
Botanik
28 gramlık bir paket haşiş/meruvana.
(kapağını) kapa(t)mak, kapak koymak/yapmak.
sınırlandırma, tahdit, yasak, engel.
put the lid on: son vermek, sona erdirmek, durdurmak, önlemek,
engel olmak, yasaklamak.
Put the lid on gambling: Kumar oynamayı yasaklamak.
Put a lid on further release of information: Daha fazla haber sızmasını önlemek.
şanssızlık, felaket, olaylar dizisinin en son ve en fecisi.
That puts the lid on it: Bir bu eksikti!
argo Bu, üstüne tüy dikti.
(rezaleti/skandalı/yolsuz işleri) açıklamak, açığa vurmak, gözönüne sermek,
k.d. kirli çamaşırları
ortaya dökmek.
The newspaper articles took (or blew) the lid off his illegal activities: Gazeteler onun yaptığı yolsuzlukları açıkladılar.
sıkı para politikasını gevşetmek
Fiil
sıkı para üzerindeki baskıyı kaldırmak
Fiil
(Br) canına tak etmek
Fiil
bu kadarı da fazla olmak
Fiil
kesin önlemler almayı bırakmak
Fiil
kısıtlamaları kaldırmak
Fiil
meseleyi örtbas etmeye çalışmak.
bir şehri zorbalıkla yönetmek
Fiil
her şeyin sonu olabilecek bir engel