çocuğu kucakta (kollarında) taşımak.
hiddetle yumruk sallamak.
silahlarını bırakmak
Fiil
silahları bırakma
İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
ayaklanıp silaha sarılmak
Fiil
silah taşımak, askerlik yapmak.
silah altına çağırmak
Fiil
arma: Orta Çağlarda şövalyelerin zırh üzerine taktıkları nişan.
İsim
Armacılık Kurulu: İngilterede hanedan arma ve neseplerini tespit için 1493'te kurulmuştur.
İsim
muhtelif muharip sınıflar
İsim
konvansiyonel silahlar
İsim
kollarını kavuşturmak
Fiil
silahların eşitliği
İsim, Hukuk
birini kollarının arasına almak
Fiil
birini kucağına almak
Fiil
birini kucağında tutmak
Fiil
birşeyi kollarının arasına almak
Fiil
birşeyi kucağına almak
Fiil
birşeyi kucağında tutmak
Fiil
tüfek teftiş vaziyeti: tüfeği mekanizması açık olarak teftişe hazır vaziyette omuza yaslama durumu, bu duruma geçiş komutu.
(eskiden) atlı ve zırhlı asker
nükleer stratejik silahlar
İsim
saldırı ve savunma silahları
İsim
hazır ol! (tüfekle esas duruş için verilen komut).
(a) tüfekle selam vaziyeti (almak), (b) selam vaziyeti! (komut), (c) (silahsız birliklerde) el ile selam (vermek).
tüfek omuza: sağ elle tüfeğin dipçiğinden tutup namlusunu omuza dayama (hareketi ve komutu).
sergeant ile ayni anlama gelir. parlamento güvenlik görevlisi.
silahı omuza almak.
shoulder arms! silah omuza!
kılıç veya tabanca gibi yana takılan silahlar
İsim
(Br) (askerler) silah omuza yapmak
Fiil
tabanca gibi ufak silahlar
İsim
silahların geçici olarak bırakılması
(a) silahlanmış, savaşa hazır.
The army was up in arms to fight enemy. (b) kızmış, öfkeli, ateş
püsküren.
There is no need to get up in arms over such a trifle: Bukadar basit bir mesele için ateş püskürmeye gerek yok.
to be up in arms against something: bir şeyin aleyhinde protesto yapmak.
samimiyetle, içtenlikle, dostane, misafirperverlikle.
to receive/welcome someone with open arms:
birisini bağrına basmak.
a country that receives immigrants with open arms: göçmenleri bağrına basan bir ülke.
kollarını göğsünde kavuşturmuş
kesici olmayan silahlar
İsim
silah satış fiyatları
İsim
uyuyakalmak.
After a strenuous day, he was soon in the arms of Morpheus: Yorucu bir günden sonra uyuyakaldı.
bir şeye karşı silaha sarılmak
Fiil
Konvansiyonel silahlar anlaşmalı mal ortaklığı
silahların eşitliği ilkesi
İsim, Hukuk
yasadışı silah ticareti
İsim, Hukuk
yasadışı silah ticareti
İsim, Ceza Hukuku
samimileşmesine müsaade etmemek
Fiil
birini pek yaklaştırmamak
Fiil
nükleer silahlar kontrolü
nükleer silahlar kontrolu
stratejik silahlar anlaşması
AGİT, Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı
İsim, Kurum İsimleri