1. Fiil ilân etmek, âleme yaymak, herkese duyurmak.
    to advertise = advertize in a paper: gazetede ilân
    etmek.
    advertise = advertize for: (gazete, radyo, TV vb. ne) ilân vermek.
    to advertise = advertize for a house to rent: kiralık ev ilânı vermek.
  2. Fiil tanıtmak, reklamını yapmak, mal ve hizmetin iyi niteliklerini methederek yaymak.
    to advertise = advertize
    oneself or one's work: kendini veya eserini tanıtmak.
  3. Fiil böbürlenmek, kendini methetmek.
    Stop advertising yourself: Böbürlenmeyi bırak.
  4. Fiil bilgi vermek, haberdar etmek.
  5. Fiil ihtar/ikaz etmek, uyarmak.
  6. (bkz: advertise ) / (bkz: advertisable ) / (bkz: advertiser )