1. hüküm, nüfuz, itibar, üstünlük, faikiyet.
    Those ideas were in the ascendant = ascendent in the 19th
    century: O fikirler 19'uncu yüzyıldan itibarda/revaçta idi.
  2. ata, ced.
  3. (a)
    astrol. doğum vb. ânında burçlar kuşağının doğu ufkundan yükselen noktası, horoskop.
  4. yükselen, yukarı çıkan.
  5. üstün, faik, etkili, nüfuzlu.
  6. Botanik yukarı dönük/kıvrık.
yükselen bir politikacı
yükselmek Fiil
bir usule intikal etmek Fiil
yıldızı parlamak, talih ve itibarı artmak, galip gelmek, nüfuz sahibi olmak.
His fortunes are in the
ascendant = ascendent: Serveti artıyor.