1. kesmek, tutmak, zaptetmek.
    to bate one's breath: soluğunu tutmak.
    to bate one's enthusiasm: heyecanını tutmak.
  2. azal(t)mak, indirmek, küçül(t)mek, tenzil etmek.
    setbacks that bated his hopes.
  3. çırpınmak, (şahin vb.) kanat çırparak uçmaya yeltenmek.
  4. şahinin öfkeli ve korkmuş hali.
  5. (a) deriyi yumuşatmak için alkaliye batırmak, (b) bu iş için kullanılan alkali eriyiği.