contemplation

  1. İsim tefekkür (outdated)
  2. İsim (dalgın dalgın) seyretme, dikkatle bakma, müşahede, dalgınlık.
  3. İsim (uzun uzun/derin derin/etraflıca) düşünme, düşünceye dalma, dalınç, teemmül, mülâhaza, tefekkür, istiğrak.

    deep in contemplation: derin düşüncelere dalmış.
    She seemed lost in contemplation: Derin düşüncelere dalmıştı.
    Each morning he spent an hour in quiet contemplation.
  4. İsim niyet, tasavvur, tasarlama, niyetlenme, tasavvur/niyet etme.
    It is as yet only in contemplation:
    Şimdilik sadece tasavvur halinde (tasavvurdan ileri geçmiyor).
  5. İsim umma, bekleme, ümit etme, ihtimal (verme).
    in contemplation of their arrival: gelmeleri ihtimalini
    düşünerek.
    in contemplation of an attack: taarruz ihtimaline karşı.
bir şey tasarlamak Fiil
hukuki görüş açısından
kanuni açıdan
iflas niyetinde bulunma
aciz durumu ilanını tasarlama
ihtimalini göz önünde tutarak
düşüncesiyle
mirası önceden paylaştırmada yapılan devir