İşyerinde Teslim, İhracatçının İşyerinde Teslim
İsim, Ticaret
“dış, dışarıya/dışaarıda”.
exit, exhale, exonerate, etc.
Ön Ek
“tamamen, son derece”.
exasperate, excruciate, execute, etc.
Ön Ek
“-sız, -den yoksun/mahrum”.
excaudate, expropriate, etc.
Ön Ek
“eski, sabık, önceki”.
ex-president, ex-wife, etc.
Ön Ek
“zıt, karşı”.
execrate. NOT:
ex- öneki
c, f, p, q, s, t'den başka sessiz harfle
başlayan sözcükler önünde
e- halini alır:
edentate, erode, evade gibi. Keza
f ile başlayan sözcükler önünde
eff- halini alır:
efferent gibi.
Ön Ek
“-den (dışarı), ileri(ye)”.
exodus, exegesis, exarch, etc.
Ön Ek
“-den uzak(ta)”.
exorcise.
Ön Ek
“dış, dışın(d)a, hariç, haricî, -den başka”.
ör.: exocarp, exogamy.
Ön Ek
hakkaniyet ve nasafete uygun olarak
Zarf, Hukuk
primsiz ya da sermayeden elde edilen geliri olmadan ve yakın tahakkuk edecek haklar hariç
ileri tarihteki bir olaydan sonra durumun ne olacağının tahmin edilmesi
yakında çıkarılacak prim hisseleri hariç
ihraç edilecek sermaye artırım hisseleri hariç
otomobilden bozulmuş kamyonet
yetkili, salâhiyetli, yüksek makamdan gelen (özellikle yanılmadığı kabul edilen Papalık emirleri için
kullanılır).
an ex cathedra decision.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç
sözleşme hükümleri gereğince
bir tahvilin gerçekleşen faizlerinin kuponları hariç satımı
(Lat) adaletin borcu olarak
(Lat) bir suçun sonucu olarak
(kendi isteği ile) telefon rehberinde bulunmayan
bir sonraki gelir ya da temettü dağıtımı hariç
bir sonraki faiz ödemesi hariç
son temettü/kâr hissesi hariç.
(US) rıhtımda teslim fiyat (belirtilen limanda karaya teslim giderlerinin hepsini içerir
hileden veya hileli muameleden doğan
yakında gerçekleşecek ödemelerden ortaya çıkacak yararlar hariç
görünüşte, zahiren, görünüşe göre.
gerçekten, doğrusu, aslında, hakikatte.
lûtuf/iyilik olarak, borcu/mecburiyeti olmadığı halde.
an ex gratia payment: borcu olmadığı halde ödenen para.
mevcut faaliyet alanlarının daralması nedeniyle yeni büyüme olanakları arayan şirketlerin durumu
kitabın kime ait olduğunu gösteren yafta.
kanuni gereklilik nedeniyle
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç
: Hiçbir şey yoktan var olmaz.
yetkisel, memuriyet veya mevkiden ilerigelen, resmî görev/makam dolayısıyla, memuriyet/makam icabı, tabiî.
ex officio member: tabiî üye.
The President is an ex officio member of the committee.
tek taraflı, yalnız bir tarafın lehin(d)e/çıkarına/yararına.
Hukuk
tek tarafın katıldığı
Sıfat, Hukuk
mahkemede karşı taraf olmadan verilen ihtiyati tedbir kararı
belli bir olayın meydana gelmesinden sonra ortaya çıkan durum
sonradan, (bir olaydan) sonra (olan/yapılan/vukubulan).
ex post facto approval of something
önceyi kapsayan, geçmişi kapsayan, makabline şamil.
makabline şamil kanun
İsim, Hukuk
harcama sonrası denetim yapan birim
kendi kuvvetine dayanarak
rıhtımda (harcı ödenmiş) teslim
yakında yapılacak sermaye geri ödemesi hariç
rüçhan hakkı kullanılmamış hisse senedi
yakında ihraç edilecek kapitalizasyon hisseleri hariç
malın gemiden rıhtıma indirilmesine kadar katlanılacak tüm giderlerin satıcıya ait olması
şu anda elde bulunan stoktan
mal teslimi satanın deposundan ya da büyük mağazasından
belirtilen limanda karaya teslim giderlerinin hepsini içerir
kiralanan şeyi iadeye mecbur etmek için açılan dava
ivaz mukabilinde ödünç veren tarafından ödünç alana karşı
bir sözleşmeye dayanan veya bir sözleşmeden doğan bir dava
haksız fiilden doğan dava
bir şeyi kiraya veren kişinin kiralayan kişi aleyhine açtığı dava
bir akdin ifasını sağlamak için açılan dava
bir mahkemeden verilerek kesinleşmiş kararın iptali ile davaya yeniden bakılması için başvuru
kanunların makable şamil olmaması ilkesi
bir toplantıda görev gereği bulunmak
Fiil
kanunen dava hakkı verilen ancak şekli belli olmayan dava
gümrük girişi (ithal ya da ihraç edilen malın gümrüğe girişi ve kaydı ; gümrüksüz mal ithalatı giriş
bildirimi ; gümrüğe tabi mallarda ithalat giriş b
mevzuat ve içtihada bakmaksızın, hakkaniyeti esas alarak karar vermek
Fiil, Hukuk
(klâsik dramda) olağanüstü kudretiyle içinden çıkılmaz bir sorunu çözen tanrı.
Hızır: bunalım ânında imdada yetişen ve içinden çıkılmaz duruma son veren kişi veya şey.
gümrüğe tabi mallar için gümrüğe verilen deklare formu
taraf olmayan ilgili bir kimseye veya taraflardan biri hazır bulunmadan ihtiyati tedbir kararı vermek
Fiil
taraflardan birinin itirazı üzerinde hareket etmek
Fiil
gümrük antreposundan satış
gümrük antreposundan satış
gider üzerinden alınan vergiler