1. İsim, Muhasebe devir bakiyesi
  2. İsim, Muhasebe net bakiye
  3. İsim, İnşaat temel ayağı
  4. İsim, Muhasebe devreden bakiye
  5. İsim dayanak, destek, (tırmanmada vb.) ayak basacak sağlam yer.
    He lost his footing and fell down on the ice.
  6. İsim temel, taban, kaide.
    His reputation is built on a very solid footing.
  7. İsim sağlam mevki/iş, ilerleme/yükselme va'deden durum/iş.
    Because they're trying to gain footing in society,
    they invite many famous people to visit them.
  8. İsim adım (atma), dansetme.
  9. İsim kararlılık, istikrar, sağlam durum.
    He regained his footing.
  10. İsim bina temeli, toprak altındaki geniş kaide/temel.
  11. İsim mevki, hal, durum, vaziyet.
    In ordinary times the army is kept on a peacetime footing, but if war
    seems likely it is put on a wartime footing.
  12. İsim (karşılıklı) ilişki/münasebet (şekli).
    to be on good/friendly footing with someone: araları iyi
    olmak, dostça ilişkiler kurmak.
    Canada and U.S. are on a friendly footing.
    on a better footing than ever: araları herzamankinden daha iyi.
  13. İsim (yeni bir pozisyona) giriş/dühul.
    to gain a footing in society: sosyeteye girmek.
  14. İsim (çoraba vb.) (a) taban örme/ekleme, (b) eklenen ayak/taban.
  15. İsim toplama, yekûn tutma.
  16. İsim toplam, yekûn.
dengesini kaybetmek Fiil
tökezlemek Fiil
işe girişini kutlamak için sulamak Fiil
dostça durum
orduyu sefere hazır tutmak Fiil
aynı durumda
benzer durumda
kanuni dayanağı bulunma
kanuni olarak
sefere hazır
eşit seviyede Zarf
aynı düzeyde Zarf
aynı seviyede Zarf
eşit düzeyde Zarf
başabaş Zarf
eşit durumda Zarf
eşit şartlar altında Zarf
eşit düzey
barış gücü
...'i hukuki bir temele kavuşturmak Fiil, Hukuk
...'i hukuki bir temele oturtmak Fiil, Hukuk
...'i yasal bir temele kavuşturmak Fiil, Hukuk
...'i yasal bir temele oturtmak Fiil, Hukuk
aynı seviyeye koymak Fiil
aynı seviyeye getirmek Fiil
aynı düzeye getirmek Fiil
birinin mali durumunu düzeltmek Fiil
birinin mali durumunu düzeltmek Fiil
sağlamlaştırmak Fiil
bir ülkenin maliyesini sağlam temellere oturtmak Fiil
seferi kuvvet
bir kusur yüzünden elde edilememiş semerelerden sorumluluk
biriyle arası iyi olmak Fiil
biriyle arası iyi olmak Fiil
biriyle eşit seviyede olmak Fiil
biriyle eşit düzeyde olmak Fiil
biriyle eşit düzeyde olmak Fiil
biriyle aynı düzeyde olmak Fiil
toplumda bir yere sahipolmak Fiil
eşit düzeyde olarak
doğru olduğu varsayımına dayanmak Fiil
birine aynı seviyedeymiş gibi davranmak Fiil