hasting -> haste

  1. hız, sürat, ivedilik.
  2. acele.
    in haste: acele ile, ivedilikle.
    in great haste: alelacele, süratle, hızla, telâşla.

    to do sth in haste: bir şeyi acele ile/üstünkörü yapmak.
    More haste less speed = haste make waste: Acele işe şeytan karışır (=Tizreftar olanın pâyine dâmen dolaşır).
  3. telâş.
    Why all this haste? Bu telâşa sebep ne?
  4. (bkz: hasten ).
alelacele
yellim yelalim
acele ile
ivmek, acele etmek.
Make haste all of you and get ready: Hepiniz acele hazırlanın.
iki ayağı bir pabuca girmek Fiil
aceleye getirmek Fiil
bu acelen ne ?
ivedi

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Hasta kelimesinin ... asıl şekli